ANKARA - İklim krizine neden olan devletlerin, krizi görüşeceği COP31 zirvesine karşı Halklar İklim Zirvesi de Antalya'da toplanma kararı alarak hazırlıklara başladı. Ekolojist Mehmet Horuş, krize karşı enternasyonal bir dayanışmaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Sera gazı, fosil yakıt ve benzer nedenlerle iklim krizinin yaşanmasından birinci derece sorumlu olan ülkelerin, sorunu görüşmek üzere bu yıl bu yıl 10-21 Kasım tarihleri arasında Brezilya'nın Belém kentinde toplandı. 30'uncu Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı'nda (COP30) bir araya gelen bu ülkeler, fosil yakıtlardan çıkış konusunda net bir yol haritası belirleyemedi, Brezilya'nın Amazonları koruma taahhüdünde bulundu, ancak bu durum taahhüdün ötesine geçmedi.
Kadınlar ve ekolojistler öncülüğünde kurulan Cúpula dos Povos (Halklar Zirvesi) 8-12 Kasım tarihleri arasında yine Amazon Ormanları açısından önemli bir bölge olan Belém kentinde toplandı. COP'a tepki gösterildi. Kürdistan dahil olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinden 700 örgütün katılımı ile gerçekleşen Halklar Zirvesi, COP'un yeniden ürettiği kapitalist, ekosid ve ataerkil politikalara karşı tepkileri büyütmek amacıyla Türkiye'nin ev sahipliğinde Antalya'da 9-20 Kasım 2026'da düzenlenecek olan COP31 Zirvesi'ne karşı alternatif bir zirve yapmaya hazırlanıyor.
ALTERNATİF ZİRVE
"Halkların İklim Zirvesi" başlığı ile yapılması planlanan zirveye dair bilgi veren İklim Adalet Koalisyonu gönüllüsü olarak Brezilya'nın Belém kentinde düzenlenen Halkların Zirvesi'ne katılan Ekolojist Mehmet Horuş, zirve için çalışmalara başlattıklarını kaydetti. Belém'de düzenlenen buluşmanın BM'nin resmi zirvesine karşı güçlü bir alternatif olduğunu belirten Horuş, bin 200 örgütün imzaladığı sonuç deklarasyonuna işaret ederek, "'Dünya halkları birleşin' çağrısıyla biten deklarasyon ile iklim krizi ve dünyadaki diğer ekolojik sorunlarla ilgili dünya halklarının bir arada ve kalıcı mücadelesi için çağrı yapıldı" dedi.
ÇALIŞMALAR BAŞLATILDI
Horuş, Türkiye'nin ev sahipliğinde düzenlenmesi beklenen zirveye de dikkat çekerek, AKP'nin bu hususta çok ısrarcı olduğunu ancak zirvenin ve bu birlikteliğin oluşmasındaki ilke ve esaslara göre davranmadığını belirtti. Horuş, buna gerekçe olarak ise AKP'nin bir an bile durdurmadığı eko kırım politikalarını gösterdi. Horuş, "Bütün dünyanın, ekoloji hareketlerinin gözü kulağı artık Türkiye'de. Bu yüzden biz, Türkiye'nin resmi zirvesi dışında Brezilya'daki halklar zirvesi gibi ayrı bir buluşma örgütleme girişimine start verdik. Türkiye'deki ve dünyadaki tüm ekoloji hareketleri ile bunun için temaslarımızı kurmaya başladık. Sadece ekoloji hareketleri değil, kadın örgütleri, emek örgütleri ve diğer toplumsal muhalefet dinamikleri ile birlikte yine Antalya'da güçlü bir Halkların İklim Zirvesi'ni gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
'SÜREÇ İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT'
Türkiye'nin orta kuşak ülkesi olduğunu ayrıca Akdeniz Havzası'nın iklim krizinden etkilenecek bir bölge olduğunu, bu nedenle Antalya'yı seçiklerini belirten Horuş,"Mekan olarak Akdeniz'in seçilmiş olması, Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama faaliyetleri ile Kıbrıs'ı bir özne olarak öne çıkartıyor. Diğer yandan Filistin meselesi ekoloji boyutuyla özellikle Gazze operasyonunun bu doğalgaz rezervlerine ilişkin bir tahkimat olduğunu biliyoruz. Yine Kürt sorununun uluslararası boyutunun aynı zamanda Ortadoğu'daki petrol ve su kaynakları ile ilgili yeni dengelerle ilgili bir boyutu olduğunu biliyoruz. Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'nı da dikkate alarak bu sürece de katkı sunması anlamında önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
'ENTERNASYONAL DAYANIŞMAYA İHTİYACIMIZ VAR'
Antalya'da düzenlenecek olan zirvenin Türkiye'nin içinde olduğu Barış ve Demokratik Toplum Süreci'ne katkı sunacağını belirten Horuş,"Enternasyonal anlamda ekoloji hareketleri, ileri düşünsel birikime ve pratik mücadele deneyimine sahip. İklim krizi dediğimiz gezegen düzeyinde bir olgu ve gerçek anlamda ekolojik krize yanıt üretebilmek için enternasyonal bir araya gelişlere ve dayanışmaya ihtiyacımız var. Brezilya'daki zirvenin bu kadar güçlü sahiplenilmesinin sebebi de bu. Enternasyonal bakış açısı ile Antalya'daki zirveyi örgütlersek iç siyasetteki gerilimin ötesinde ekoloji hareketlerinin gezegen mücadelesinin Türkiye'nin barış ve demokrasi mücadelesine de katkı sunacağını düşünüyoruz" şeklinde konuştu.
MA / Sema Bingöl
