Şara’nın ABD ziyareti sonrası Suriye’yi ne bekliyor?

RIHA - Yeni Suriye ordusunun QSD’nin modeli temelinde şekilleneceğini belirten gazeteci Delil Zilan, “Amerika ve Fransa güçlerinin de kabul ettiği, QSD ve geçici Şam hükümetinin de hemfikir olduğu bir sözlü anlaşma yapıldı” dedi.
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ile Şam Geçici Hükümeti arasında imzalanan 10 Mart Mutabakatı’yla başlayan müzakereler yeni bir aşamaya geçti. 10 Kasım’da, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump ile Suriye Geçici Hükümeti Cumhurbaşkanı Ahmed El Şara arasında Washington’da gerçekleşen görüşmenin ardından, Geçici Hükümet; Suriye Demokratik Güçleri’nin (QSD) Suriye ordusuna entegrasyonu ve Suriye ile İsrail arasında bir “güvenlik anlaşması” yönünde ilerleme kaydedildiğini duyurdu.
 
Suriye Demokratik Güçleri (QSD) Genel Komutanı Mazlum Ebdî de görüşmeye ilişkin ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ile telefonda görüştüğünü ve Suriye’nin DAİŞ’e karşı küresel koalisyona katılımının, bölgedeki tehditleri ortadan kaldırma ve ortak çabaları güçlendirme yönünde önemli bir adım olduğunu belirtti. Ebdî, “Birleşik bir Suriye’de halkımız için daha müreffeh ve güvenli bir geleceğe doğru ilerleme kaydetmek amacıyla ortaklarımızla yakın koordinasyon içinde çalışıyoruz” dedi.
 
Bu bağlamda Kuzey ve Doğu Suriye’de gazetecilik yapan Delil Zilan, Kuzey ve Doğu Suriye’deki son gelişmeleri değerlendirdi. Kuzey ve Doğu Suriye’de entegrasyonun yeni bir aşamaya geçtiğini ifade eden Zilan, edindiği bilgileri paylaştı. 
 
ŞARA-EBDÎ GÖRÜŞMESİ
 
Zilan, “Son aşamada Özerk Yönetim ile Şam heyeti arasında defalarca görüşmeler olmuş ancak bu görüşmeler 10 Mart Mutabakatı’nın dışında hep sözlü anlaşmalar ve fikir birliği üzerine gerçekleşmiş. Resmi bir belgeye dayanarak bir imzalama durumu gelişmemiş. Colani, Amerika’ya gitmeden bir gün önce Mazlum Ebdî ile bir görüşmesi oldu. Ziyaret amaçlı bir görüşmeydi. İlham Ehmed, Mazlum Ebdî ve özerk yönetimin bazı yetkilileri de oradaydılar. Görüşmede; Özerk Yönetim bölgesinde ve Suriye genelinde güvenlikle ilgili görüşmeler yapıldı. 14 yıldır savaşın yarattığı tahribat yaşamın her boyutuna yansıdığı için askeri ve güvenlik konuları daha fazla ön plana çıkıyor. Bu noktada bunlar tartışma konusu yapılmış ya da belli bir olgunluğa kavuşmuş görünüyor. Özerk Yönetim Heyeti, Şam Heyeti ve bunun yanı sıra ABD heyeti, koalisyon güçlerinin, Fransa heyeti ve gözlemci olarak İngiltere’nin de yer aldığı görüşmede, bir askeri şema üzerine çalışma yapılmış. Bu askeri şemada, QSD’nin yeni oluşacak Suriye ordusunda nasıl bir rol alacağı, QSD’nin bunun neresinde yer alacağı ve bu ordunun Suriye’nin mevcut güvenlik sorunlarını nasıl gidereceği üzerinde uzun tartışmalar olmuş. Hatta QSD’nin ordu modeli, bütün Suriye’nin güvenlik sorunlarını giderebilecek bir model olduğu üzerine bir anlaşma yapılmış. Bu Amerika ve Fransa güçlerinin de kabul ettiği, QSD ve geçici Şam hükümetinin hemfikir olduğu bir anlaşmadır” dedi. 
 
‘QSD POZİSYONUNU KORUYACAK’
 
Zilan, yaşanan gelişmeler ilişkin aktarımda bulunarak, “Colani ile Mazlum Ebdî görüşmesinde asker sayıları da gündeme gelmiş. Ebdî 100 bin askeri güçlerinin olduğunu, Colani ise asker sayılarının 30 bin olduğunu belirtmiş. İşin aslı Suriye’de bir ordu yok. Yani geçici hükümeti dediğimiz güçlerin bir ordusu yok. Yeni oluşacak ordu, koalisyon güçlerinin de kabul ettiği ve QSD askeri modeli olacak. Suriye’nin mevcut güvenlik problemlerini giderebilecek bir model üzerine hemfikir oldukları anlaşılıyor. Bu sadece QSD komutanları tarafından değil, diğer ittifak gücü olarak kabul edilen koalisyon güçlerinin de kabul ettiği bir modeldir. QSD’nin zaten bir sistemi var, tümenler şeklinde mevcut özerk yönetim bölgelerinde kendi pozisyonlarını koruyacaklar. Ayrıca, şu an gündemde olan ve daha önce tartışıldığı için şunlara değinebiliyoruz; Geçici hükümetin DAİŞ karşıtı koalisyona dahil olma durumu belli bir düzeyde netleşmiş. QSD’nin bünyesinde profesyonel güçler var; HAT ve YAT güçleri, anti-terör güçleridir. Hemen hemen Suriye’nin tüm alanlarında yer alacakları hususu sözlü olarak netleşmiş. Bunun nedeni şudur;  Şu an Suriye ordusu yok. QSD ve Suriye ordusu entegre olacak, ama bu ordunun neresine entegre olacağı belirsiz. Aslında bu talebi bizzat Şam hükümeti getirmiş. Mevcut QSD yapısı kendi bölgelerinde kalsın, biz de bu ordu şemasına kendimizi hazırlayalım. Ondan sonra ortak bir Suriye ordusu kuralım. Şu anki durum askeri açıdan bu şekilde” diye belirtti. 
 
ALEVİ VE DÜRZİLER: QSD VARSA GARANTİ VAR
 
Suriye’nin diğer bölgelerinde yaşayan halkların durumunun da görüşmelerde geçtiğini ifade eden Zilan, “Burada özerk yönetimin yol haritası sadece bir bölgeye demokrasi getirme veya bir bölgenin tek güvenli hale getirme amacı taşımıyor. Başından beri bu böyleydi ve bunu ilkesel çerçevede hep sürdürdüler. Hem Mazlum Ebdî’nin aktarımlarına hem de İlham Ehmed’in aktarımlarına göre bu böyle. Mazlum Ebdî entegrasyonla ilgili açıklama yaptığında; kıyı şeridinde, Dürzi kenti Süveyda’da ve hatta birçok bölgede heyecan yarattı; 'Eğer işin içinde QSD varsa bu bizim can ve mal güvenliğimizin garanti altına alındığının anlamına geliyor' yorumları yapıldı. Son 11 ayda HTŞ birçok olumsuz pratik gerçekleştirdi. Kıyı şeridinde onlarca Alevi’yi katletti, eğer Süveyda’ya girmiş olsaydı Süveyda’yı şu anda tamamıyla katliamdan geçirecekti. Ki birçok katliam da gerçekleştirdiler. Bu nedenle QSD’nin yeni oluşacak Suriye ordusuna entegre olması ve burada güvenliği sağlaması diğer kesimler için de son derece önemli. Sadece askeri olarak bir entegrasyondan bahsetmiyoruz; eğitim, sağlık, idari yapı, yeni oluşacak hükümet, en çok tartışılan konulardan biri olan anayasa ve bu anayasanın değiştirilmesi, bunların hepsi bu müzakere heyetleriyle tartışılıyor” diye konuştu.  Özerk Yönetim ile geçici hükümet arasında yapılan müzakerelerde tartışılmayan bir konunun bırakılmadığını vurgulayan Zilan, “Mazlum Ebdî, hemen hemen her konuda tartıştıklarını ifade etti" dedi. 
 
‘TÜRKİYE ENGEL OLMAYA ÇALIŞIYOR’
 
Gelişen bu sürecin önünde engellerin de olduğunu ifade eden Zilan, “Türkiye burada ciddi bir engel teşkil ediyor. Türkiye, Kürtler herhangi bir kazanım elde etmesin, herhangi bir statüsü olmasın diye olabildiğince engel oluyor. Şimdiye kadar hem saldırılarla hem de kendi bünyesinde oluşturduğu SMO denilen yapılarla engellemeye çalıştı. Aynı zamanda diplomatik sahada da bunu engellemeye çalıştı. Ama bütün çabalarına rağmen, 'Suriye’nin sahibi olması gerekirken' şu anda Suriye’nin yedeğine düştü. Suriye’de elleri giderek zayıfladı. Türkiye şu anki aşamada bunu kabul etmek zorundadır” diye belirtti. 
 
‘YPJ TARTIŞMA KONUSU OLMAYACAK’
 
YPJ’nin durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Zilan, “Yani YPG, YPJ ve QSD’nin bileşenleri aynı şekilde kalacak. YPJ’nin konumu bir müzakere ve tartışma konusu değil. QSD’nin olduğu her yerde YPJ de olacak. Rojava Devrimi bu şekilde kuruldu. Artık bu bir sistemdir. O yüzden ordu modeli nasıl olacaksa, YPJ de o şekilde içinde yer alacak” diye kaydetti.
 
‘QSD’NİN KAPSAMI GENİŞLEYECEK’
 
Suriye’nin yeni şekillenmesinde Özerk Yönetimin konumunun daha güçlü hale geleceğini aktaran Zilan, “Özerk Yönetimin gerçek anlamda Suriye’yi kurtarabilecek bir pozisyonda olduğunu görebiliyoruz. Geçici hükümetin uluslararası koalisyona katılacağının sahada bir karşılığı yok. DAİŞ’e karşı mücadeleyi QSD yürütecek. QSD’nin kapsamı daha da genişleyecek, sadece Kuzey ve Doğu Suriye ile sınırlı kalmayacak. DAİŞ’e yönelik mücadele alanı bütün Suriye’yi kapsayacak” diye konuştu.
 
MA / Melik Varol