Özel savaş mekanları: TOKİ ve kafeler

  • kadın
  • 09:02 20 Kasım 2021
  • |
img

DİYARBAKIR - Bölge kentlerinde yaygınlaştırılan TOKİ ve kafeler yozlaştırmanın toplumsal ayağı olurken, ŞPO Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Berivan Güneş, "Sokak kültürünü yaşatma" önerisinde bulundu. 

Devletli toplumlarda iktidarlar, sürekliliğini korumak adına toplumları yönetme yöntemlerinde belli başlı değişikliklere giderken, kendini en çok evlilik kurumu üzerinden var etmeye çalıştı. “Aile” kavramının kutsallaştırılmaya çalışıldığı bu çağda, tektipleştirilmeye çalışılan bireyler gibi tek tip aile profili yaratıldı. Öyle ki bu ailelerin nasıl yaşaması gerektiğinden tutalım da, nerede yaşayacaklarına kadar sistem tarafından belirlendi.
 
YOZLAŞTIRMANIN TOPLUMSAL AYAĞI 
 
Türkiye’de 2000’li yıllarla birlikte başlayan kentsel dönüşüm, kültürel soykırımı amaçlayan özel savaş politikasının mekan ve yaşam alanlarına yansıması olurken, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) inşaları başladı. Kültürel soykırımı hayata geçirmek isteyen iktidarlar, batıya zorunlu göçü başlatırken, toprağını terk etmemek için direnenlere ise TOKİ’lerde tek tip bir yaşamı dayattı. Modernite adı altında sunulan TOKİ’ler, halkın sosyal ve fiziksel değişiminin yanında, özel olarak planlanmış mimarisiyle toplumsallığı hedef aldı. 
 
Özellikle bölge kentlerinde inşa edilen TOKİ’lerde evlerin mimari yapısı topluma “nasıl yaşamaları” gerektiğini anlatırken, başta gençler olmak üzere tüm toplumu yozlaştırmaya dönük inşa edilen ve her köşe başında karşılaştığımız kafeler de aynı zihniyetin ürünü olarak karşımıza çıktı. Bu mekanlarda ilk hedef alınan ise yine kültür taşıyıcısı kadınlar oldu. 
 
Şehir Plancıları Odası Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Berivan Güneş, özel savaş politikasının mekanlar üzerinden topluma nasıl sirayet ettiğini anlattı. 
 
BİR SAVAŞ ÜRÜNÜ: TOKİ’LER 
 
2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasaklarından sonra kent ve mekânlara yönelik müdahalelere değinen Güneş, öncelikle mekânın ikiye ayrıldığını dikkati çekerek, ekledi: “Mekânı temsili ve soyut mekân olarak iki başlıkta ele alıyoruz. Temsili mekan dediğimiz daha çok özneldir, bir halkın tarihi ile ilgilidir. Soyut mekân dediğimiz ise bu TOKİ’lerdir; yeni yapılaşmış olan yapılardır. Bu soyut mekânlar ise şiddet ve savaşın bir ürünü, yani devletin müdahalesiyle karşımıza çıkmaktadır. Soyut mekânın temel işlevi ise homojenliktir. Doğası ve temelinde şiddet bulunan ve şiddet tekelini elinde bulunduran devlet ilk olarak müdahaleyi mekâna yapar. Mekânda bir müdahale gerçekleştirir ve bu müdahale daha çok kendinden olmayana yöneliktir. Devlet aslında bu homojenlik üstünde buldozer gibi hâkimiyet ve tahakküm kurar. Bizim TOKİ’lerde gördüğümüz şey de tam olarak budur.” 
 
KONTROL EDİLEBİLEN KENTLER 
 
Devletin kendi kontrolünde tutabileceği geniş alan ve sokaklar inşa ettiğine işaret eden Güneş, bu yaklaşımın tarihteki örneklerine de değindi. Paris’te kentsel dönüşüme öncülük eden şehir planlayıcısı Baron Haussmann’ın 1853-70 yılları arasında kente yapmış olduğu müdahaleyi örnek gösteren Güneş, “Haussmann’ın Paris’teki ilk müdahalesi, işçi isyanlarını bastırmak içindi ve o da bu tarz soyut mekânlar yarattı. Yaratılan bu soyut mekanları kentsel dönüşüm olarak değil kentsel siyasi müdahale olarak nitelendirebiliriz. Tüm kentlerdeki yapılara baktığımız zaman düz çizgiler, düzgün hizalama ve geometrik bir şekille karşılaşmaktayız. Geometrinin temelinde ise hükmetme vardır. Çünkü devlet geometrik şekil yaparak, mekanda bir parçalama, bölünme ve parselleşmeye doğru gider. Geometrinin buradaki özelliği ise bir müdahale anında hemen o müdahaleyi bastırma niteliğine sahip oluşudur. Devlet de bu yüzden bu projeleri destekler” ifadelerini kullandı.
 
KAYBEDİLEN SOKAK DOKUSU 
 
Yeni yapılar ve özgürlüğü vadeden açık alanlarla sokak dokusunun kaybedildiğini dile getiren Güneş, “Bu projelerde sokak dokusu, şehir eklemlerinden tamamen ayrılmıştır. Sokağın yerine konut, ulaşım ve işyerleri tahsis edilmiştir. Sokağı neden bu kadar önemsiyoruz? Çünkü sokak bir kentin oyun, öğrenme, örgütlenme ve dayanışma alanıdır ve devlet özellikle buralara müdahale eder. Burada da o dayanışma kültürünü tamamen ortadan kaldırmaya yönelik müdahale sergilemiştir” diye belirtti. 
 
ORGANİK KENTLER 
 
Eski sokak yapılarında özel ve kamusal alanın olduğunu hatırlatan Güneş, eski sokak ve şimdiki sokak yapıların özelliklerine şu şekilde değindi: “Yarı kamusal alan dediğimiz bahçe alanı vardı, daha sonra kadınlar sokağa çıkardı, sokakta örgütlenme dayanışma ağı kurulurdu. Yarı kamusal alan dediğimiz bu alanlarda kadınlar gündelik üretim işlerini yapardı. Kendi ev içi ekonomisi için bahçede sebze ve meyve yetiştirirdi. Bu kadınlar, organik bir yapıdan geliyordu. Organik dokuya hakimlerdi, organik doku içerisinde kendi işlerini yapıyor, kendi halısını bahçesinde yıkıyor, sebzesini yetiştiriyor ve kendi ekmeğini üretiyordu.” 
 
MEKANSAL PSİKOLOJİK ŞİDDET
 
TOKİ’lerle birlikte özel alandan kamusal alana keskin bir geçişin olduğunu kaydeden Güneş, “Kadını ya tamamen eve hapsedecek ya da dışarı çıkartacak bir durum dayatılıyor.  Apartman kültüründe asansör ve merdiven yıkama kültürü dayatılıyor. Yine yeni yapılarda kamusal alanlar tamamen niteliksiz, kentin herhangi bir dokusuyla uyumlu bir şekilde üretilmedi. Bu alanlar kadınların gündelik yaşamlarını, işlerini yapabileceği veya komşularıyla beraber oturabileceği, örgütlenebileceği, dayanışma ağı kurabileceği alanlar olarak tasarlanmadı. Bu yüzden kadınlar ya eve hapsedildi ya da bir şekilde sürgün edilip başka alanlarda yaşam kurmaya zorlandılar. Sonuç olarak da kadınlar kültüründen, komşularından, yaşanmışlıklarından uzaklaştırıldı, diğer yandan ise ekonomik olarak kendi üretimini yapamayacak duruma getirildi. TOKİ bu durumda kadınlara hem ekonomik müdahale hem de mekânsal psikolojik şiddet uygulamakta” dedi. 
 
İKİNCİ ÖZEL SAVAŞ MEKANI
 
Bütün bu müdahaleleri fiziksel ve toplumsal olarak nitelendiren Güneş, “Daha önce var olan sinema salonları, kültür merkezleri, kütüphaneler, park alanları kapatıldı. Bunların yerine sadece bizim kamusal alan olarak nitelendiremeyeceğimiz kafeler açılmış durumda. Genç kadınlarımız dilinden, kültüründen, kimliğinden bir şekilde uzaklaştırılıp siyasi özne haline getirilmiş durumda. Kamusal alanlar pasifleştirildi ve kadınlar kapalı alan dediğimiz kafe kültürüne alıştırılmakta. Özellikle son süreçlerde baktığımızda devlet güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen, kadın cinayetleri, taciz ve tecavüzün bu kadar artmasının en büyük sebeplerinden bir tanesi de bu kafe kültürünün oluşması. Baktığımızda temas kurdukları yerler o mekanlar oluyor. Devlet bir şekilde kadını kamusal alandan, ideallerinden yani Kürt kadının o örgütlü yapısından onu uzaklaştırıp bu idealleri kaybettirerek, bir şekilde asimilasyona uğratıyor. Kafe kültürü dediğimiz bu mekanlar da bize çok masum gelmemekte” sözleriyle bölge kentlerinde attırılan kafelerin durumuna dikkati çekti.
 
MEKANSAL SOYKIRIM
 
Devletin mekanları değiştirmesini ise “siyasi soykırım” şeklinde tanımlayan Güneş, “Çocuk dilini kültürünü annesinden öğrenir. Devletin burada yapmak istediği tam da buydu. Bir mekanı değiştirerek, mekan üzerindeki kadını yok ederek bir siyasi soykırım yapmaya çalıştı. Buna biz mekânsal soykırım da diyebiliriz. Kentsel dönüşümlerde evet, insanların emeği gitti bizde olaya daha çok emeğin yok edilişi olarak baktık fakat devletin asıl müdahalesini sonradan anlamaya başladık. Devlet burada ‘Siyasi olarak giremediğim yerlere mekânsal olarak gireceğim’ dedi. Ve mekânsal olarak bir şeyleri değiştirmeye çalıştı. Çünkü mekan toplumsaldır. Bu yüzden devlet mekana hükmederek aslında sosyolojik yapıya müdahale etmiş oldu, o bölgenin kimliğine, kültürüne, diline müdahale etti. Kadını siyasi özne haline getirerek, bunları yapmaya çalıştı” diye belirtti. 
 
CİNSİYETLEŞMİŞ MEKANLAR 
 
Mardin’in sokağa çıkma yasağı uygulandıktan sonra evlerin yıkıldığı Nusaybin ilçesinde mekanın kadın ile ilişkisine ilişkin bir çalışma yaptıklarını aktaran Güneş, çalışmalarına ilişkin şunları söyledi: “Mekanın cinsiyeti üzerine bir çalışma yaptık. TOKİ yapılarının çok masum olmadığını anlatmaya çalıştık. Çünkü TOKİ’nin eril bir dili vardır. Oluşturdukları mekanda da bunu görebiliyoruz. Kamusal alan ve özel alanı araştırdığımız zaman kamusal alanı biz daha çok park, yeşil alanlar yani insanların daha çok sosyalleşeceği alanları kastediyoruz. Özel alanlar ise ev içi dört duvar arası dediğimiz, hapishane olarak nitelendirebileceğimiz alanlar. Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Nusaybin’de benzer olayları gördük. İki örnek üzerinden eğer gidecek olursak, kamusal alanlarına baktığımız zaman tamamen cezaevi tarzı yapılaşmalar yapıldı. Kadını baskı altında hissettirecek, gözetlendiğini hissettirecek alanlar yaratıldı. Tam olarak TOKİ’nin yapmaya çalıştığı şey de bu: ‘Ben seni gözetliyorum, seni gözetlemezsem bile yukarıdan birisi seni gözetleyecek.’ Ve kadınlar gerçekten bu alanlarda kendilerini rahat hissetmedikleri için kamusal alan dediğimiz bu alanları kullanmadılar. Yani mekanın o erilliğini gördükleri için mekandan evin içine kapanmaya çalıştılar. Biz burada devletin eril dilini mekanda gördük. O siyasi dilini mekanda da hissetmeye başladık. Bir nevi mekanlar cinsiyetleşmeye başladı.”
 
HAFIZANIN DİRENCİ
 
Mekanın toplumsal bir ürün olduğunu sözlerine ekleyen Güneş,  her ne kadar devlet veya o dönemki siyasi iktidar mekan üzerinde tahakküm kurmaya çalışsa da toplumun kendi hafızasını mekanda yansıtmaya devam edeceğini vurguladı. Güneş, “İnsanlar şuan Nusaybin’de TOKİ’nin bahçelerine bostanlarını yapmaya başladılar. Ev içinde ürettikleri o ekonomik kültürleri, kültürel alışkanlıklarını yaşatmaya çalışıyorlar. Tandırları tekrar yapmaya başladılar. Toplum bir şekilde yine mekanı kendine göre şekillendirecektir, kendi yolunu bulacaktır” örneklerini verdi.
 
ALTERNATİF ALANLAR
 
Kent savunucuları olarak kentsel hafızayı tekrar insanlara yaşatma ve o zemini hazırlamaları gerektiğini belirten Güneş, “Kadın Kent Komisyonları’nın kurulması, kadınların kentlerdeki herhangi bir çalışmada yer alması gerekiyor. Özellikle bu konularda da kadın savunucularına, platformlara, siyasi partilere çok büyük görevler düşüyor. Halka inerek, halkı bilinçlendirmeliler. İnsanlarla bire bir temas kurarak, güncel sorunların ne olduğunu çözmeliyiz. Beklentilerin neler olduğunu, nasıl tekrardan değiştirebileceğimize yönelik çalışmalar yapmalıyız. Gençleri bir şekilde özel savaş politikalarının yeri olan alanlardan çıkartıp, yeni sosyal alanlar yaratmalıyız. Genç kadınları ve toplumun tümünü bu konularda bilinçlendirmeliyiz. Toplum bu konuda el ele vermeli ve dayanışmayı güçlendirmeli” ifadelerini kullandı. 
 
MA / Eylem Akdağ

Diğer başlıklar

22/11/2021
18:40 Bülbül, bütçe görüşmelerinde tahrip edilen mezarlıkları hatırlattı
17:51 Tiryaki Soylu’ya sordu: Tacizci, tecavüzcüler neden sizi idol olarak görüyor?
17:44 Hatimoğulları’ndan Soylu’ya: İstifa edecek misiniz?
17:17 Kadınlar Devrimci Gençlik Köprüsü’nde bir araya geldi
17:15 Korucubaşı ve kardeşleri tutuklandı
17:11 Çeviren'i katleden erkeğin davası yine ertelendi
17:09 Adalet Nöbeti’ne ziyaret: Dayanışmayı büyüteceğiz
17:04 Gazeteci Acar'ın gözaltı süresi 4 gün uzatıldı
17:01 Orhan: Kürt kadın mücadelesiyle özgür kadın bilinci oluştu
16:31 Gazeteci Acar 4 gündür gözaltında: Emniyet intikam almaya çalışıyor
16:17 Munzur Milli Parkı’nda çevre kırımı
16:17 CHP’li Özkoç ‘uyuşturucu trafiğini’ Soylu'nun yüzüne anlattı
15:52 ‘Adana Merkez Park’taki yapılaşmayı durdurun’
15:36 Adalet Nöbeti 7’nci gününde: Herkes direniş sesini yükseltsin
15:29 Bagok Dağı’na fotokapanlar yerleştirildi
15:04 KESK'li kadınlara polis engeli
14:31 Beştaş: Yüzleşme olmadan helalleşme olmaz
14:15 'Akkuyu NGS'ye son verilsin'
13:23 Paylan’dan Soylu’ya: Bu ülkenin başındaki en büyük bela sensin
12:38 Gazeteci Nurcan Yalçın’a hapis cezası
12:28 Soylu saldırdı, milletvekilleri Peker'i hatırlattı
12:04 Çelik'i öldüren korucubaşı aileyi tehdit etti
11:50 Şenyaşar ailesi: Gazeteci Emrullah Acar serbest bırakılsın
11:40 ÜNİVDER: OHAL kararları hukuksuzdur
11:39 Cinsel saldırıya uğrayan çocuk yaşamını yitirdi
11:14 Öztürk: Erdoğan’ın temsil ettiği sistem çöktü
11:06 TJA: Bölgede kadınlar özel savaş politikasıyla hedef alınıyor
10:45 Aldar Xelil: Esas olan kendi direnişimizdir
10:45 İçişleri Bakanı Soylu’yu zorlu bir sunum bekliyor
10:43 Motokurye kazada hayatını kaybetti
10:01 Van’da bir kadın katledildi
10:01 İçişleri Bakanlığı bütçesinde yüzde 300 artış
09:52 'Zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var'
09:51 Çıplak aramaya maruz kalan anne baygınlık geçirdi
09:31 Bayraktar SİHA’lar hangi ülkeye nasıl satılıyor?
09:25 Korunmayan Ergany Kilisesi harabeye döndü
09:24 Erkeklere sorduk: Şiddet sadece kadınları ilgilendiren bir sorun mu?
09:14 Mersin Uluslararası Tiyatro Festivali başlıyor
09:13 Mücadelede buluşan yaşamlar: Sömürü varsa direniş de var
09:05 Özgürlüğü zaman ve mekana sığdırmayan kadınlar
09:02 SES Eş Genel Başkanı: Sağlığın değil rantın bütçesi
09:02 Halkın ağız ve diş sağlığı tehlikede
09:01 Annelerden KDP’ye tepki: Çocuklarımızın mezar taşı olsun
09:00 22 KASIM 2021 GÜNDEMİ
21/11/2021
23:36 ‘Hakikat: Şeyh Bedreddin’ filmi Diyarbakır’da izleyiciyle buluştu
20:16 Korona tablosu: 195 vefat, 21 bin 177 yeni vaka
20:12 Midyat'ta korucubaşı bir genci öldürdü
19:58 Maçta ‘Şebnemler ölmesin’ pankartı açıldı
19:42 Kadınlardan polis engeline rağmen bildiri dağıtımı
18:20 Sêmalka Sınır Kapısı’ndaki eylem 48’inci gününde
18:06 Manisa ve Denizli'de 25 Kasım buluşması
17:24 Amedspor’dan 1922 Konyaspor galibiyeti
17:19 Tarihçi Celîl: Her halkın dili onun kaderini belirler
17:12 Engellemeye rağmen erkek-devlet şiddetine karşı yürüdüler
16:52 Jineoloji atölyesinde özel savaş politikaları tartışıldı
16:36 Gülistan Doku için tiyatro gösterimi
16:32 Adalet Nöbeti 6’ncı gününde: Hasta tutuklulara sahip çıkalım
16:25 Muhabirimiz Acar'ın dosyasında gizlilik kararı
15:21 Peköz: Tüm sorunların çözüm adresi İmralı
15:15 Kadir İnanır’ın sağlık durumuna dair açıklama
14:42 Silivri Cezaevi’nde tutuklular darp edildi
14:21 12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur Kaymaz anıldı
14:19 Kadınlar şiddete karşı 25 Kasım’a hazırlanıyor
13:35 Kadınlar eylemde: Hasta tutuklulara ses olalım
12:50 TJA'dan özel savaşa karşı örgütlenme çağrısı
12:20 Şenyaşar ailesi: Adalet çığlıkları sizi rahatsız etmiyor mu?
11:40 QSD Komutanı Cindirês: Türkiye sıkıştı
11:30 Dr. Savary: Çözümün kilidi Öcalan
11:05 Karamollaoğlu, Erdoğan’ın ittifak teklifini reddettiğini açıkladı
10:46 Gazeteci Saît: Göçün sorumlusu KDP
10:04 Cezası biten 66 tutuklu tahliye edilmiyor
09:48 Mısır üreticisi kara kara düşünüyor
09:46 Av. Özdoğan: Kobanê Davası’nda Erdoğan da dinlenmeli
09:34 Müftüoğlu: Demokrasi gelmedikçe ekonomi düzelmez
09:30 Urfa Cezaevi’nde dilekçeler işleme konulmuyor
09:20 Devletin Kürtlere bakışının somut hali: Uğur Kaymaz
09:18 Cezaevinde görme yetisini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya
09:16 Şırnak’ta TOKİ’nin ‘işi ucuza kapatma’ kurnazlığı!
09:15 İşkence sonrası şizofren olan tutuklu tahliye edilmiyor
09:13 Kadınlardan aldıkları güçle iş kurdular
09:11 Kadın dengbej Helin: Bu kültürü yaşatalım
09:09 Türkiye’de ilaç krizi
09:08 Seyfe Gölü rant için kurutuldu
09:06 Başaran: Kadının varlığı siyaseti demokratikleştiriyor
09:01 Ülkede büyük tehlike: Boyun eğmeyen kadınlar
09:00 21 KASIM 2021 GÜNDEMİ
20/11/2021
23:56 Sur’da polisin bir genci darp ettiği görüntüler ortaya çıktı
23:17 Ankara’da doğalgaz patlaması
23:05 Küreselleşme Konferansı’nda Türkiye'ye tepki
21:56 Yolsuzluk operasyonunda gözaltına alınanlar serbest
21:02 En düşük aşılama bölge kentlerinde
20:51 Paris’te 60 kadın örgütünden kitlesel yürüyüş
20:46 Kadir İnanır hastaneye kaldırıldı
20:36 #EmrullahAcarıSerbestBırakın
19:51 Muhabirimiz Acar 2 gündür gözaltında
19:33 Suruç Aileleri İnisiyatifi: Adalet talebimizden vazgeçmedik
19:12 HDP Kadın Meclisi: Karabulut davasının takipçisi olacağız
18:15 Van’da AKP’de toplu istifa
17:55 Tutuklu yakınlarından Adalet Nöbeti’ni büyütme çağrısı
17:45 Ankara’da zamlara karşı tencere tavalı eylem
17:17 Van’da eğitim alanında yaşanan sorunlara ilişkin rapor
17:12 Gazeteci Aydın’dan mektup: Cezaevinde tüm haklarımız gasp edildi
16:51 Kadın tutukluların durumuna dikkat çekildi
16:46 Hasta tutuklu Tuğluk için tahliye çağrısı
16:45 'Barzani saldırıları meşrulaştırmak yerine özgürlük sorununu çözmeli'
16:39 Tanrıkulu: Son 8 yılda 513 çocuk iş cinayetlerinde öldü
15:48 'Firari Yazılar' için söyleşi
15:46 Hasta tutuklu Öztel için tahliye çağrısı
15:40 Aydeniz: Kadınlar tek adam rejimini yıkacak
15:28 Tokat Cezaevi’nde hasta tutukluların tedavileri engelleniyor
15:19 Jineoloji Dergisi ‘Gençlik Tartışmaları’ kapağıyla çıktı
15:13 ‘Türkiye Çocuk Sözleşmesinin gereğini yerine getirmeli’
15:02 ‘Ekonomi değil faturalar şahlanıyor’
14:50 25 Kasım kadın yürüyüşlerine davet
14:37 Behçet Yıldırım'ın tutuklanması protesto edildi
14:22 Mersin’de HDP mitingine çağrı
13:36 HDP: Milyonlarca çocuk anadillerinde eğitim göremiyor
13:33 Mardin’de yolsuzluk operasyonu
13:26 KESK: OHAL Komisyonu lağvedilsin
13:20 41 yıldır ağabeyini arıyor: Helalleşme ve yüzleşmeyi karıştırmayın
13:11 TJA 6'ncı yılında: Direnen kadınlar kazanacak
12:55 AKP döneminde en az 787 çalıştırılan çocuk hayatını kaybetti
12:49 Diyarbakır Barosu: Çocuklara yetişkin muamelesi yapılıyor
12:11 Kayıp yakınlarının eylemi 667'nci haftada
11:29 İki gazeteciye haber takibi davası
11:21 'İnsanlar Federe Kürdistan'dan özgürlük olmadığı için kaçıyor'
10:45 Şenyaşar Ailesi: Birlik olup zulme dur demek lazım
10:44 Tokat'ta 4.0 büyüklüğünde deprem
10:33 Ankaralı yurttaşlar: Krizle geldiler krizle gidecekler
10:28 HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları: Tecride karşı mücadele hattını öreceğiz
10:09 TJA 6’ncı yılında: Kesintisiz mücadele
10:08 Tıp öğrencileri talepleriyle Beyaz Yürüyüş’te olacak
10:07 Narenciye paketleme işçileri: Korku içerisinde çalışıyoruz
09:24 Mersin’de kadınlar sokakları mora boyayacak
09:23 25 Kasım’a çağrı: Birlikte güçlüyüz
09:23 ‘Çıplak arama’ya tepki: Uygulama değişmeli
09:22 PYD Kadın Meclisi Sözcüsü: Türkiye'nin rahatsızlığı Rojava'daki umut
09:16 Federe Kürdistan’ın mülteci açmazı
09:14 KDP güçleri kimyasal silah kullanılan savaş tünellerine sürülüyor
09:13 Amaç Kürdistan'ı Kürtsüzleştirme
09:09 Mısır çiftçisinin kaderi 3-5 fabrikanın elinde
09:08 Aydoğan: 'Öcalan’a özgürlük' zamanı geldi
09:04 Tatlı ailesinden KDP’ye tepki
09:03 Barış eylemlerinin tanınan siması: Emine Koç
09:02 Özel savaş mekanları: TOKİ ve kafeler
09:01 İran'da değişimin gücü: Mücadeleci ruh hiç vazgeçmedi
09:00 20 KASIM 2021 GÜNDEMİ
08:16 Van’da şüpheli ölüm
19/11/2021
23:37 Konya’daki ırkçı saldırı katliamında bir tahliye daha
22:25 Kadın Savunması’ndan ‘Şiddet ve Haklarımız’ atölyesi