Özsoy: İsveç ve Finlandiya’nın nur topu gibi Kürt meselesi oldu

ANKARA - İsveç, Finlandiya ile Türkiye arasında imzalanan memorandumun sadece bir niyet beyanı olduğunu ifade eden HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, “Bu memorandumla birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu” dedi. 
 
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdelena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in katıldığı dörtlü görüşme sonrasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Üçlü memorandumla birlikte iki ülkenin NATO’ya üyeliği yönünde müzakere çağrısı yapıldı. Erdoğan’ın iç kamuoyunda memorandumu bir kazanım olarak sunsa da karşı taraftan farklı içerik ve tepkiler var.  
 
HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy, memorandumun yargıyı bağlamadığını hatırlatarak, imzalanan kağıt üzerinde sadece niyet beyanı olduğunu söyledi. 
 
Özsoy, “Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor” dedi. Süreci yakından katip eden Özsoy, Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
 
Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında 28 Haziran’da bir memorandum imzalandı. Diplomaside memorandum nedir? Getirdiği hükümlülükler nelerdir?
 
Memorandumlar genel olarak aslında niyet beyanıdır. Herhangi bir ülkeyi sorumluluk altına sokan bir anlaşma değil. Orada beyanlar ve taahhütler var. Önümüzdeki zaman içerisinde devletlerin beyan ve taahhütleri nasıl yerine getireceğini gösteriyor. Memorandumlar müzakerelerin genel de tam istenilen sonuca gitmediği noktalar da görüşmelerin devam etmesi için yapılır. Türkiye’de Dolmabahçe Mutabakatı bir memorandumdu. O dönemde müzakereler iyi de gitmiyordu. En azından kağıdın üzerine 10 madde dökülebildi. Olumlu sonuçları da oldu. Hükümet sahip çıkabilseydi olumlu birçok noktaya gidilebilirdi. İktidarın inkarı ile memorandum kadük kalmış oldu.
 
Dolayısıyla üç devlet arasında yapılan memorandum uluslararası kamuoyu ve Türkiye’de Erdoğan’ın kazandığı bir zafer olarak kullanılıyor. Erdoğan bunu yoğunlukla iç kamuoyu malzemesi olarak kullanacaktır. Metni tamamına bakıldığında çok ekstra bir durum söz konusu değil.
 
Tamamında neler var?
 
Somut olarak bakıldığında ise ‘İsveç ve Finlandiya PKK’yi ‘terör örgütü’ olarak gördüklerini teyit eder’ demişler. Zaten AB ülkeleri PKK için ‘terör örgütü’ listelerinde diyorlardı, bu yeni bir durum değil. Kağıt üzerine konulunca Erdoğan’ın kullanabileceği bir şey oluyor. İkincisi ‘biz bundan sonra YPG ve PYD’ye destek sunmayacağız’ demişler. YPG ve PYD’yi ‘terör örgütü’ olarak görmüyorlar. Türkiye bunu zorlamış ama kabul ettirememiş. Oradaki (Rojava) sivil yapılara, yardım kuruluşlarına, meclislere, otonom yönetim, Suriye Demokratik Güçleri üzerinden isterseler yardım edebilirler. En fazla çok bilinen İlham Ahmed gibi isimleri İsveç’e açık bir şekilde çağırmazlar. İade meselesine gelince imzalanan memorandum da ‘iade edeceğiz’ denilmiyor. ‘Siz başvuru yapmışsınız, bu süreci hızlandırmak için takipçisi, olacağız’ diyorlar. Ama nihayetinde buna karar verecek olan yargıdır, mahkemelerdir. Bu memorandum yargıyı bağlamaz. Hükümet sadece beyan ediyor.
 
Türkiye’de olmayan ancak İsveç’te olan bir güçler ayrılığı var. Hükümet, mahkemeye ‘Bunu iade et’ diyemez. Ancak şunu diyebilir; ‘Türkiye, bizden bunu istemiş, hukuki süreçleri bitirin, mahkeme bir karar versin’. Mahkemelerin orada hükümetin direktifi ile iş yapması olası değil. Hükümetten iki kişi Ragıp Zarokulu’yu Türkiye’ye teslim etmeye çalışsın, İsveç’te hükümet düşer. Bunun yansımaları çok farklı olur, o kadar kolay bir mesele değil. Şu an için zaman kazandılar. Sorunları biraz ötelediler. Madrid Zirvesi’nden önce veto kararını kaldırdılar ve bir davetiye gitti. Önümüzdeki dönemde birbirlerini getir-götür yapacaklar. İsveç ve Finlandiya en nihayetinde NATO üyesi olacaklar.
 
İsveç ve Finlandiya NATO’ya girme müzakereleri için davet edildi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “veto” açıklaması ardından verilen tavizlere bakıldığında nasıl bir süreç işleyecek?
 
 
 Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
Türkiye, veto kartından Finlandiya ve İsveç’in resmi olarak davet edilip, müzakerelerin başlaması için vazgeçti. Müzakereler başlaması ardından Finlandiya ve İsveç’in kabul edilmesi için uzun bir süreç var. Kabul edilebilmesi için 30 ülkenin parlamentolarında bunların oylanması gerekiyor. Türkiye’de de resmi onay için Meclis’e getirilip, oylanması gerekecek. Dolayısıyla önümüzdeki dönem Türkiye her seferinde veto kartını kullanma tehdidiyle bu ülkelerden taviz almaya çalışacak. Süreç henüz bitmedi. İlk veto kartını şu an sadece ertelemiş görünüyor. Türkiye’nin talep ettiği isimler var. Ragıp Zarakolu mesela…İsveç bu isimleri vermeyecek, veremeyecek. İsveç hukukunda iltica statüsü kabul olan birisinin uluslararası hukuk açısından Türkiye’ye iade edilmesi mümkün değil. Talepler olacak; İsveç ‘mahkeme bırakmadı’ diyecek, Türkiye protesto edecek. Bu memorandum ile birlikte Finlandiya ve İsveç’in de nur topu gibi bir Kürt meselesi oldu. Erdoğan bunu da başardı.
 
 Türkiye’nin “veto” çıkışı ardından ajansımıza verdiğiniz mülakatta AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın asıl ABD’den taviz almak istediğini dile getirmiştiniz. Bu tavizi alabildi mi?
 
 Mesele Suriye’deki Kürtlere batının, NATO üyesi ülkelerin destek vermesi olsaydı Erdoğan’ın en fazla Amerika’ya sonra da Fransa’ya kızması, kükremesi gerekirdi. Çünkü onların Rojava’ya sunduğu desteğin yanında İsveç ve Finlandiya’nın sunduğu komik ve cüzidir. Erdoğan ilk günden pazarlığı Biden ile yapmak istedi. Fakat Biden, büyük ustalıkla ‘Bu bizim meselemiz değil. Bu İsveç, Türkiye ve Finlandiya’nın kendi arasında çözmesi gereken bir mesele’ diyerek, kapıları kapattı. Erdoğan, dolaylı olarak görüşmek istedi. Biden, dolaylı görüştü. İsveç ve Finlandiya Devlet başkanlarıyla yüz yüze, Erdoğan’la telefon ile görüştü. Bunu bir Amerika- Türkiye pazarlığına çevirmek istemedi. Çevirseydi, Erdoğan orada aslında YPG/PYD’ye, SDG’ye dair taviz almaya çalışacaktı. Ama bu tavizi alması mümkün değil. Amerika diplomasisi açısından işi ucuza kapattılar. Kağıt üzerinde 3-5 tane taahhüt kaldı ama Erdoğan istenilen noktaya geldi.
 
Türkiye’de 2023 seçimlerine giderken, Erdoğan iç kamuoyunda kullanabileceği -her ne kadar kağıt-parçası da denilse bir kazanım var. Erdoğan ne istiyordu, istediğini alabildi mi?
 
 
 Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor.
 
Erdoğan’ın istediği ufak-tefek kırıntılar değil. Erdoğan batı ile ‘Beni iktidarda tutun’ pazarlığı yapıyor. O konuda Erdoğan’ın, biraz yalıtılmışlığı kırdığını görüyoruz. Ukrayna-Rusya savaşıyla birlikte Türkiye’nin artan bir önemi var. Karadeniz çok önemli bir alan olmaya başladı. Bu tahıl krizi Afrika’da çok büyük bir açlık krizine yol açabilir. Dolayısıyla hem güvenlik alanında hem de tahılın transferi açısından Türkiye olmadan bunu yapabilmek mümkün değil. Hala bir NATO gücü ama bir şekilde Türkiye’yi -Erdoğan’ı değil- değerlendirmek isteyen bir batı söz konusudur. Türkiye’nin jeopolitik gücü artmış durumda. Batı Türkiye’ye ya da Erdoğan’a diyor ki; ‘Karadeniz ve Doğu Avrupa’dan İskandinav ülkelerine kadar yeniden bir yapılandırma olurken bir rol biçiyoruz’ diyor. Fakat Erdoğan’ın perspektifi o kadar ve küçük ki; onlar bile şaşkınlık içine düşmüşler. Erdoğan’ın politikasının biri ‘Müsaade edin gideyim, Suriye’de iki Kürt döveyim’.. Batı diyor ki; ‘Gel birlikte dünyayı dizayn edelim’, diyor. Türkiye, ‘Yok ben Kürt döveceğim. Tel Rıfat’a gireceğim, Kürtlere saldıracağım’ diyor. İkincisi Türkiye’ye dair herhangi bir vizyonu kalmadığı için 2023 seçimlerinde iktidar da ‘nasıl kalabilirim’ taktik manevralarını yapmaya çalışıyor. Seçime kadar bakacaklar; Erdoğan’ın tehditlerini sineye çekiyorlar bir şekilde fakat çok da güvenilir bir partner olmadığını da düşünüyorlar. Erdoğan’ın her ne kadar asıp, kesen bir görüntüsü olsa da taviz verdiğini de biliyorlar.
 
F-16’ların modernizasyonu konusunda Biden, Erdoğan’a söz verdi. Bu da almak istediği tavizi almış olduğu anlamına gelmez mi?
 
F-16’ların modernizasyonu; Türkiye’nin 80 F-16’sı var. Bunları modernize etmek istiyor, 40 tane de almak istiyor. Türkiye’nin yeni F-16 almasına onay çıkmadı, Türkiye’nin elinde olanların modernize edilmesi konusu var. Türkiye zaten bir NATO üyesi ve ‘Türkiye’nin elindeki F-16’ları modernize etmezsek; bu NATO’yu da güçsüz kılabilir. Bir NATO gücü olarak Türkiye’ye bunu yapmamız, lazım” argümanı kullanılıyor. Kongre düzeyinde 5-6 aydır, hükümet diplomasi yürütüyor. Sürekli heyetlerle kongreyi ikna etmeye çalışıyorlar. Biden şimdi sözü de verdi. Daha önce de hükümet kongreye mektup yazmıştı ve ‘Türkiye’nin modernizasyon talebini gündemimize alalım’ demişti.
 
Ancak bu duruma kongrenin nasıl bakacağını göreceğiz. İsveç ve Finlandiya’nın ‘veto’ edilmesi açıklamasında kongreden Türkiye’ye büyük bir tepki olmuştu. Hele hele de Rojava’ya yönelik yeni bir işgal tartışmaları sırasında 15 Haziran’da Washington’daydım. O tarihte kongre Temsilciler Meclisi hem de senatosunun dış ilişkiler sorumluları, komite başkanları, Cumhuriyetçilerinde imzasıyla açıklama yapıldı. Türkiye’nin, Suriye’ye yönelik yeni bir saldırısını kabul etmeyeceklerini belirttiler. Böyle bir yerden bakıldığında Erdoğan’ın elinde olan somut kazanım; NATO’ya meydan okudu, istediklerini kısmen aldı. Bütün dünya Erdoğan’ı konuşuyor. Biden, Erdoğan’ın egosunu da sevdi ve bir saat ayırdı. Muhtemelen Erdoğan’ın bu zaafını da bildikleri için biraz kale alıp, egosunu okşadılar. İç politikada kullanabileceği bir kağıtta verdiler.
 
İsveç ve Finlandiya’nın AKP hükümeti ile imzaladığı memorandum, İsveç ve Finlandiya kamuoyunda nasıl karşılandı?
 
İsveç’te çok yankıları var. Şu an hükümet güven oyu almayabilir. Hükümet düşebilir. Erdoğan, Kürt düşmanlığı ile Kürt meselesini küresel hale getirdi. Kürt meselesi yüzünden İsveç hükümeti düşebilir. Daha önce Rojava yüzünden Amerika’nın Savunma Bakanı istifa etmişti. Mesele sürekli büyüyor. Muhalefetin, basının ciddi tepkileri var. Muhalefetin tepkilerine sosyal demokratlar cevap üretemiyorlar. Bir karmaşa söz konusu. Biz de fikirlerimizi hem hükümete hem de siyasi partilere sunuyoruz. Kağıt üzerinde olan irade beyanının pratikte yansımalarını takip edeceğiz. Zaten şu anda NATO’nun desteğiyle 40 yıldır Kürtlere karşı savaşan bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. NATO’yu, ABD’yi, İngiltere’yi arkasına alarak, savaşı yürüten Türkiye’nin faşizan çığlıklarına İsveç ve Finlandiya katılsa ne katılmasa nedir? Her halükarda Kürtler mücadelelerini devam ettirir. Asıl düşünmesi gereken İsveç ve Finlandiya halkı ve siyasetçileridir. Erdoğan, açıkça talep ediyor; ‘Yargıyı ve uluslararası sözleşmeleri bırakın, benimle dar pazarlığa girin’ diyor. Şu an yapılacak her tartışma ülke içerisinde krize, tartışmalara gebedir. Böyle zaten içten çürütüyorlar. Resmen, hukuk kurumlarınızın üzerine çıkın, diyorlar. Çıkabilecekler mi? Çıkamayacaklar. İsveç’te kurumlar Kürt meselesi yüzünden birbirine girecek. Kürtler ve Kürtlerin haklı taleplerinin daha görünür olması da sağlanabilir.
 
Nasıl?
 
Bu tür süreçlerin paradoksal sonuçları olur. Şu an İsveç ve Finlandiya basını hiçbir dönemde olmadığı kadar Kürtleri konuşuyor. Hiçbir dönemde olmadığı kadar İsveç ve Finlandiya halkı Kürtler hakkında bilgileniyor. Bu durumu fırsata dönüştürmemiz lazım. Şimdi ikili mekanizma kuracaklar ama bunlarda birkaç toplantı sonrası genelde dağılıyor. Erdoğan’ın gazı alındı.
 
Rusya, AKP’nin onay verdiği süreçten memnum mı? Yansıması nasıl olur?
 
Rusya tabii ki hoşnut değil. Ama Rusya Türkiye’nin ilk günden beri NATO’yu veto edeceğini düşünmedi. Türkiye NATO üyesi, bunu yaparsa korkunç bedel ödetirler hele de seçimlerden önce Erdoğan’ın bunu yapacak durumu yok. Aslında İsveç ve Finlandiya pek ala bu kadar geri adım atmadan da Erdoğan’ı bir noktaya çekebilirlerdi. Erdoğan, blöf yaptı bunlarda yedi. Erdoğan’a iki sayfalık bir memorandum verdiler. Metin çok muğlak ve herkesin kaçabileceği alanlar bolca mevcut.
 
İsveç, 2019 yılında Grespi’ye yönelik saldırılar ardından Türkiye’ye silah ambargosu uygulamaya başlamıştı. Bu ambargoda memorandum ile ortadan kalkacak bu ne anlama geliyor?
 
 
 Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor.
 
Silah ambargosunun çok fazla bir karşılığı yoktu. İsveç-Finlandiya’nın Türkiye’ye sattığı çok fazla bir silah yoktu. Daha çok İngiltere, Kanada, Fransa, ABD satıyor. Kısmi bir ambargoydu. 2019 yılında devreye konulmuştu. Fakat sembolikte olsa bunun kaldırılması, Türkiye’nin militarist yaklaşımına destektir. Sembolik olarak da olsa Erdoğan’ın bir kazanımıdır. Totalde ise Erdoğan’ın iki sayfa kağıdı seçim meydanlarında NATO’yu dize getirdik, kullanmasının dışında çok fazla pratik getirisi yok. Kürt meselesini her geçen gün siyaseten konuşma kapasitesini yitiren Erdoğan, Kürt meselesini militarize ederek; NATO’ya taşımaya çalışıyor. Erdoğan bu meseleyi her uluslararası platformda bir restleşme unsuru olarak taşıdığı zaman bilerek, bilmeyerek, isteyerek, istemeyerek Kürt meselesini küresel ajandaya sahip olmasını beraberinde getiriyor. 30 NATO üyesi oturup, Rojava’yı, Kürtleri vs. konuşuyor. Bir parça aklı olsa, Kürt meselesini çözmek isterse gidip Helsinki’de, Stocholm’de değil, burada bu meselenin çözümü için bir yol bakardı. İktidar, uluslararası güçleri toparlayıp, Kürtlere saldırmak için bir zemin yoklamaya çalışacak.
 
MA/ Berivan Altan  
 

Diğer başlıklar

08/07/2022
16:52 İmam doktorları hedef gösterdi!
16:15 Konya'da bir kadın katledildi
15:46 Pek çok ilde mezarlıklar ziyaret edildi
15:28 HDP Çocuk Komisyonu: Van’da yaşanan cinayetin takipçisiyiz
14:39 Güvenlik Şube Müdürü Hanifi Zengin’in soruşturulması talep edildi
14:29 SES Eş Genel Başkanı Atabey’in tutuklanmasına tepki
13:54 Muhalefete dokunulmazlık uyarısı: İşkenceye onay vermektir
13:38 Hasta tutuklu Coşkun 30 yıl sonra cezaevinden çıktı
13:27 Sağlık emekçileri Koca'ya istifa çağrısını yineledi
13:03 Federal Alman Meclisi Êzidî soykırımını tanıdı
12:59 Siirt Barosu’nda 3 dilli tabela
12:56 Batman’da ulaşıma zam
12:47 Suruç ve Ankara’da katledilenler mezarı başında anıldı
12:41 Şenyaşar ailesi bayramda adliye önünde olacak
12:17 Qelacî: Türkiye’nin saldırıları bütün Suriye’ye yöneliktir
12:14 TGC’den 16 Kürt gazeteciye ödül
12:10 Adana’da serbest kalanlara savcılık itirazı reddedildi
12:05 Bêzar Dağı’nda öldürülen 28 genç anıldı
11:59 Avukat Tekin ve kızını kaçıran erkek tutuklandı
11:55 Çatak kırsalında çatışmalar şiddetlendi
11:50 Hasta tutuklu Özkan ‘tutuklu yargılansın’ kararına itiraz
11:48 Kobanê Davası adli tatilde de devam edecek
11:27 İlaca yüzde 25 zam
11:23 Buldan ve Sancar’dan bayram mesajı
11:09 Yapım şirketlerindeki polis ablukası bir ayını doldurdu
11:09 Cari açık 30 milyar dolara dayandı
10:42 Kurbansız ve şekersiz bir bayram geçirecekler
09:56 Hakkari'de hastanelere çok sayıda asker cenazesi getirildi
09:55 Kayıp yakınlarının 700 haftalık direnişi
09:27 Tutuklunun ilaçları ‘kriz var’ gerekçesiyle verilmedi
09:25 Tunç: AYM’nin ‘ihlal yok’ kararı katliamın bir parçası
09:24 İngiltere İşçi Partisi Milletvekili Moyle: Öcalan özgür olmalı
09:04 HDK Eşsözcüsü Çiçek: Öcalan’la ilgili iddialar özel savaşın bir parçası
09:04 Gazeteci Özdemir: Onlarca askerin hayatını kaybettiğine dair görüntüler var
09:03 Asgari ücrete zam oranına tepki: Çözüm iktidar değişiminde
09:02 90'ların uygulaması: Köylülere geçiş yasağı ve gıda ambargosu
09:02 Emine Şenyaşar: Adalet gelince bayram da gelir
09:01 Kurbanlık satamayan besici: Eziyeti biz çekiyoruz, parayı başkası kazanıyor
09:00 ‘KCK’ operasyonlarının rengi değişti: 6 ayda bin 800 gözaltı
09:00 08 TEMMUZ 2022 GÜNDEMİ
07/07/2022
23:36 HDP kongresi sonrası gözaltına alınan 20 kişi serbest
23:20 Kobanê Davası: Tanık ifadeleri çürütüldü
22:10 Talabani, Salih ve Kazımi ile bir araya geldi
22:03 Erzincan’da bir kadın katledildi
21:59 Avukat ve müvekkilini katleden Türkoğlu tutuklandı
21:05 Dersim'de katledilen kadınlar için sessiz yürüyüş
21:00 TMMOB: İliç’teki işletme derhal kapatılmalı
19:01 Zap’ta yaşamını yitiren askerlerin sayısı 3’e yükseldi
18:56 Tutuklanan 16 gazeteciden 12’si sevk edildi
18:52 Ekolojistlerden Menteşe Belediyesi önünde eylem
18:49 Binevş Kültür ve Sanat Derneği’ne yerleştirilen kamera Meclis gündeminde
18:11 Demirtaş’tan mahkeme heyetine: Seçime hazırız, hodri meydan!
18:01 Danimarkalı heyetten Ankara büromuza ziyaret
17:51 Munzur Festivali'nin programı açıklandı
17:28 Kadir Şeker tahliye edildi
17:23 Değirmençay ÇED toplantısına izin vermedi
17:07 Nusaybin’de DEDAŞ gerginliği: 7 gözaltı
17:05 Washington Kürt Enstitüsü’nden HDP’ye kutlama mesajı
16:58 DEDEF’ten Munzur Festivali’ne katılım çağrısı
16:53 Aldar Xelîl: Rejim Suriye’nin egemenliğini savunmalı
16:31 Êzidîler İçin Adalet Komisyonu: Soykırımda Türkiye’nin rolü var
16:29 Adalet Nöbeti'nde 'savaş politikalarına son verin' çağrısı
16:03 AYM, Cizre yasağında katledilenlere dair ‘hak ihlali’ bulmadı
15:27 Van’da mültecilere yönelik saldırının araştırılması istendi
15:26 Kaçırılan kadın ile çocuğu bulundu
15:02 Katledilen Dr. Karakaya’nın cenaze töreninden Bakan Koca’ya tepki
14:41 Britanya Başbakanı Johnson istifa etti
14:38 Tutuklu yakınları İstanbul Adliyesi’nden haykırdı: Adalet arıyoruz
14:29 Amedspor'un liginde fikstür açıklandı
14:19 Ekmek kapısını davul zurnayla kapattı!
14:09 Fatma Altınmakas Davası: Cinayetin faili tek kişi değil
13:53 Tuncel: Kürt sorunu mahkeme salonlarında çözülmez
13:50 Çöp tesisinden kirli sular sızıyor
13:41 AYM’den Ankara Katliamı için 'yaşam hakkı ihlali' kararı
13:35 Avukat Bakırtaş’ın katledilmesi protesto edildi: Savunma susmayacak
13:06 Tutuklu yakınları: Meclis tatilde, bizler sokaktayız
13:01 Şenyaşar ailesinin nöbeti 486’ncı gününde
12:38 Öcalan’ın aile, vasi ve avukatlarından görüş başvurusu
12:20 Elazığ Cezaevi’nde salgın: Tutuklular revire çıkarılmıyor
12:06 Sağlıkçılar iş bıraktı: Bakan Koca'ya istifa çağrısı
12:03 Aydeniz kararına tepki: Mücadelemizi sürdüreceğiz
11:52 Zap’ta 1 asker yaşamını yitirdi
11:42 Bitlis Belediyesi eski Eşbaşkanı Olan cezaevinden çıktı
11:41 Polisin tecavüz ettiği S.S.’ye karakolda psikolojik şiddet
11:40 Aram Yayınevi'nden iki yeni kitap
11:30 Munzur Kitap Günleri başlıyor
10:50 Polis şiddetine maruz kalan gazeteciler: Herkes yan yana gelmeli
10:37 Sancar: Ülkenin geleceği gasp ediliyor
10:36 Çatak kırsalında çatışma
10:17 Gazeteci Demir, saldırgan avukattan şikayetçi oldu
09:52 Ölüme terk edilen tutuklunun başvurusu 3 yıldır AYM’de bekliyor
09:48 Cizre'nin park ve bahçeleri çöp yığınına dönüştü!
09:39 Tekin ve kızı boşanma aşamasında olduğu erkek tarafından kaçırıldı
09:39 İki kadının mücadele yoldaşlığı
09:31 Diyarbakır kayyımı giderayak dostuna kıyak yapmış!
09:16 Ferit Şenyaşar: Adaletsizlikler son bulmadan Türkiye'ye huzur gelmeyecek
09:14 6 ayda bin 171 hekim yurtdışı başvurusu yaptı
09:03 Hasta tutuklu Öz'ün annesi: Kızım cezaevinde kalacak durumda değil
09:02 Öcalan: AKP NATO politikalarında bir araçtır
09:02 HDP kongresinden mesaj: Öcalan Kürtlerin lideridir
09:02 Diyarbakır’da 1 milyon dekar arazi ekilmedi
09:01 Êzidî kadınlardan Viyan Dexîl’e: Artık gözümüzde Erdoğan’ın ortağıdır
09:00 Mültecilerin statü başvuruları alınmıyor
09:00 07 TEMMUZ 2022 GÜNDEMİ
08:44 KDP Metîna’da TSK için üs inşa ediyor
08:14 Gözaltına alınan 37 kişiden 4’ü tutuklandı
06/07/2022
23:28 HDP: Bu cinayetlerin sorumlusu şiddet iklimi yaratan iktidardır
21:34 Dersim Barosu 7-8 Temmuz'da duruşmalara girmeyecek
19:57 Doktor Karakaya’nın katledilmesi ardından yayın yasağı
19:28 Kobanê Davası: Kalıcı barış, Demokratik Cumhuriyet!
18:47 TTB: 7-8 Temmuz'da greve gidiyoruz
18:14 Avukat, haber takibi yapan muhabirimiz Demir’i darp etti
17:40 Artuklu’da özel hastanede yangın çıktı
17:37 Şırnak’ta ağaç kıyımına ilişkin rapor hazırlandı
17:30 İstanbul’da bir kadın ve avukatı katledildi
17:23 Adana’da 24 kişi tutuklamaya sevk edildi
17:08 Korucuların karıştığı cinayet davası ertelendi
16:41 RTÜK yargı kararlarını hiçe saydı: Sayın Öcalan ifadesine ceza verdi
16:38 Cezaevinde baygınlık geçiren 80 yaşındaki Özer’in kolu kırıldı
16:37 Konya Şehir Hastanesi’nde bir doktor katledildi
16:27 Av. İpek: Kameralar önüne işkence yapıldı
16:25 Evliliği reddettiği için katledilen Karakaş’ın davası görüldü
16:23 Operasyondan geriye köylülere baskı kaldı
16:19 Kuzey ve Doğu Suriye’de saldırılara karşı olağanüstü hâl ilan edildi
16:14 AKP’li meclis üyesi: Belediyede dost-ahbap ilişkileri hasıl olmuş
16:11 Damat ve 13 kişiye dava: Renkli şaldan ‘örgüt üyeliği’ çıktı
15:52 Adalet Nöbeti sürüyor: Hasta tutuklular serbest bırakılsın
14:05 ‘Sefaleti dayatanlara karşı mücadele edeceğiz’
14:05 İSİG: En az 842 işçi yaşamını yitirdi
13:51 Mardin Sağlık Platformu: Şiddetin sebebi çöken sağlık sistemidir
13:41 Doç. Dr. Koray Başar’a yönelik saldırı protesto edildi
13:41 Adana'da gözaltında tutulanlar savcılığa ifade verdi
13:35 Hazırlık Komisyonu’nda Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması kararı
13:28 Şenyaşar ailesinin nöbeti 485’inci gününde
13:24 Sırrı Süreyya Önder’e 301’den hapis talebi
13:14 HDP'li eşbaşkanlara hapis cezası
13:03 Elazığ Cezaevi’nde salgın hastalık iddiası
12:14 Mevsimlik tarım işçilerini taşıyan araç devrildi: 2 ölü 17 yaralı
12:09 Konya’da kadın cinayeti
12:00 Ankara’da 46 kişi serbest bırakıldı
11:52 Adnan Ölmez’in cenazesi toprağa verildi
10:59 Adalet Nöbeti’nin 233’üncü gününde birlikte mücadele çağrısı
10:57 Menderes Belediye Başkanı serbest bırakıldı
10:32 ‘HDP komplocu siyaseti boşa çıkaracak’
10:16 Diyadin’de şüpheli çocuk ölümü
10:05 Özsoy: İsveç ve Finlandiya’nın nur topu gibi Kürt meselesi oldu
10:00 Musa Anter Gazetecilik Ödülleri için başvurular başladı
09:41 Cinsel tacize karşı özsavunmada bulunan Erdağ tahliye oldu
09:39 AYM, infazına bir yıl kalan ameliyatlık ağır hastanın başvurusunu reddetti
09:04 Halktan AKP’ye yanıt: HDP’yi bitiremezsiniz