Türkiye-Suriye görüşmesi: Çekilme yok, Misak-ı Milli’de ısrar var

img
RIHA - Ankara-Şam görüşmelerinin perde arkasını irdeleyen gazeteci Zeynep Boran, “Suriye’nin toprak bütünlüğü veya işgal bölgelerinden çekilme yok. Aksine sadece Kürt soykırımı ve Misak-ı Milli’deki ısrar var" dedi. 
 
Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye 20 Kasım’da başlattığı saldırıların üzerinden 2 ay geçti. Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ve top atışlarıyla saldırılar devam ederken, Rusya garantörlüğünde Ankara ve Şam 11 yıl sonra ilk kez bir araya geldi. 28 Aralık 2022'de Moskova'da Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Suriye Savunma Bakanı Ali Mahmud Abbas, bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşmelerin ardından bölgedeki paramiliter grupların rejim üslerine yönelik saldırıları başladı. Türkiye'nin kontrolündeki Suriye kentlerinde halk sokağa dökülürken, Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, “Türkiye işgal ettiği alanlardan çıkmadan görüşme olmaz" açıklaması yaptı. Şubat ayında ise 2 ülkenin Dış İşleri Bakanı, Rusya garantörlüğünde görüşme yapılacağını belirtti. 
 
Türkiye-Suriye görüşmelerinin perde arkasını irdeleyen gazeteci Zeynep Boran, görüşmelerin bölgeye yansımalarına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
Rejim ile Türkiye 11 yıl sonra yeniden görüşmeye başladı. Tam bu sırada da Türkiye'ye bağlı Ehrar El-Şam başta olmak üzere diğer grupların saldırıları başladı. Bunu nasıl yorumlamak lazım? 
 
Suriye iç savaşının başlamasından bu yana Türk devleti ile Şam hükümeti arasında ilk üst düzey diplomatik görüşmeler, Rusya arabuluculuğunda gerçekleşti. Bu gelişmeler, yandaş medya ve bazı dış basın kaynaklarında olumlu bir gelişmeymiş gibi lanse edildi. Savunma Bakanı Akar, yaptığı açıklamalarda, görüşmelerin olumlu geçtiğini ve bir sonraki görüşmeler için yeni adımlar atılacağını belirtmişti. Aynı şekilde Suriye'de yayın yapan Şam rejimine yakın El Vatan gazetesi, Moskova'daki görüşmelerde Türk askerlerinin Suriye'nin kuzeyindeki topraklardan çekilmesi konusunda uzlaşmaya varıldığını iddia etmişti. Fakat sonrasında Esad ve Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, İran Dışişleri Bakanı Hisên Emir Abdullahiyan’la yaptığı görüşmede, Türkiye ile ilişkilerinin normale dönmesinin şartının Suriye topraklarından çıkması olduğunu söyledi. Aynı şekilde Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed El Cevlani, video kaydıyla Rusya, Türkiye ve Suriye arasındaki üçlü görüşmeleri “Suriye devriminin hedeflerinden ciddi bir sapma” olarak değerlendirdi. Ayrıca Şam'la normalleşme çabalarını, rejimin Suriyelilere karşı işlediği çok sayıda ihlalin “ödüllendirilmesi” olarak niteleyen HTŞ lideri, “katil” dediği kişilerin yanında durmayı reddettiklerini vurguladı. 
 
Bu görüşmelerin sahaya yansımaları neler oluyor? 
 
 
 HTŞ’nin böylesi bir zamanda Şam hükümet güçlerine yönelik saldırılarını arttırması, Türk devletinin havuç-sopa politikasının yansımasıdır. 
 
Bir yandan görüşme trafiği askeri ve istihbari boyutta devam ederken, diğer yandan da Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler, son günlerde rejimin müzakereleri ilerletme şartlarına ilişkin karşılıklı açıklamalar, Ankara ile Şam arasındaki ilişkileri normalleştirme sürecinde tavırlar, ayrışmayı yansıtıyor. Bu çerçevede Türk devleti, bir kez daha Halep’te kontrol ettiği bölgelere takviye göndermeyi sürdürdü. Ayrıca İdlib’deki çatışmasızlık alanları içerisinde, Zaviye Dağı’na bağlı Balyun kasabasındaki kuvvetleri için bir üssün yakınında bir helikopter pisti kurdu. Eş zamanlı olarak HTŞ’nin Suriye’nin kuzeyindeki hareketliliği bir üst aşamaya çıktı. Edindiğimiz bilgilere göre Moskova görüşmesinden hemen sonra HTŞ lideri Ebu Muhhammed El Cevlani, Efrîn merkezine gitti. Burada Suriye ve Türkiye arasındaki görüşmelere karşı olan Ehrar El Şam çete grubuyla bir araya geldi. Ehrar El Şam çete grubu da, Türk devleti ve Şam hükümeti arasında yapılan bu görüşmelere karşı olduğunu, Suriye hükümetiyle "uzlaşmayı düşünmediğini" açık bir şekilde ortaya koymuştu. 
 
Sahadaki bu siyasi hareketliliğin yanında HTŞ çeteleri ay başından beri Şam hükümetinin Lazkiye'nin kuzeyinde, Halep'in batısında ve İdlib taraflarındaki birçok noktasına saldırılarını arttırdı. Ocak ayının başından bu yana çıkan çatışmalarda Şam hükümet güçlerinin 17 askeri öldürülürken, 6 askeri ise yaralandı. HTŞ’nin böylesi bir zamanda Şam hükümet güçlerine yönelik saldırılarını arttırması, Türk devletinin havuç-sopa politikasının yansımasıdır. Şam hükümetine masada kabul ettiremediği kararları, HTŞ eliyle sahada askeri saldırıları arttırarak kabul ettirmek istiyor. Buna ek olarak, Türk devletinin güdümündeki çete grupları arasındaki anlaşmazlıklardan yararlanarak bölgedeki hakimiyetini güçlendirmeye çalışmaktadır.
 
 Türkiye'ye bağlı gruplar bu görüşmelere nasıl bakıyor?
 
Son dönemde Türk devleti ile Şam hükümeti arasındaki yakınlaşma adımlarıyla beraber, Suriye’nin kuzeybatı bölgelerindeki çete grupları, İdlib ve Halep kırsalında muhaliflerin kontrolündeki tüm şehir ve kasabalarda, Türk devletinin Şam hükümetine yönelik son tutumunu ve onunla yakınlaşmasını kınamak için kitlesel halk gösterileri düzenleme çağrısında bulundu. İdlib, Cisr eş-Şuğur, Eriha, Binniş, Maarat Misrin, Haram, Salkin, Sarmada, el-Bab, Cerablus, Azez, Suran, Mare, Ahterin, Afrin, Cinderes, Çobanbey, Atarib ve kuzeydeki diğer kasabalara ek olarak İdlib vilayetinde birçok kasabada ve Halep kırsalında, Cuma günü “Öleceğiz ancak Esed ile barışmayacağız” başlığı altında onlarca protesto gösterisi düzenlendi. İdlib bölgelerinde ve Halep kırsalındaki cami vaizlerinde, Suriyeliler ile Şam hükümeti arasında uzlaşmaya yol açacak uluslararası ve bölgesel girişimlere boyun eğmeme veya sessiz kalmama çağrısında bulunuldu. Gösterilerde, Türk devletinin Suriye muhalif grupları ve Suriye halkıyla yaptığı anlaşma ve dayanışmadan vazgeçme hakkına sahip olduğuna vurgu yapılsa da, “Bizlerle Suriye rejimi arasında bir uzlaşmayı dayatma veya Türkiye’deki Suriyeli mültecilerde dahil olmak üzere, Suriye konusunu Türk tarafların seçim öncesi kendi aralarında yatırım yaptıkları bir kart olarak kullanma hakları yoktur” açıklamalarında bulunuldu. 
 
Türkiye rejim ile uzlaşıp Suriye topraklarına yönelik yeni bir saldırı başlatabilir mi? 
 
 
 Rusya'nın Ukrayna ile yaşadığı savaşta içine girmiş olduğu çıkmaz, İran rejiminin Suriye’deki konumunu güçlendirdi. Yapılan görüşmelere şüpheyle yaklaşan İran rejimi, özellikle Suriye içindeki etkisinin zayıflaması konusunda kaygı yaşamakta. 
 
Suriye sahasındaki mevcut konjonktür, İran’ın bölgedeki nüfuzu ve Suriye iç savaşından bu yana Türk devletinin eğitip finanse ettiği çete gruplarının pozisyonu, Türk devletinin Suriye rejimiyle uzlaşıp Özerk yönetimin denetimindeki topraklara saldırmasını uzak bir ihtimal olarak gösteriyor. Bunun yanında Şam hükümetinin askeri gücü böyle bir saldırıyı başlatabilecek potansiyele sahip olmamakla beraber, özerk yönetime yönelik lokal saldırılar yapma ihtimali de mevcut. Şam hükümeti ve Türk devleti arasındaki görüşme trafiğinin başlamasından bu yana Şam hükümetinin Türk devletine özerk yönetim bölgelerine dair istihbari paylaşımlarda bulunduğu bilinmektedir. Şam hükümetinin en önemli müttefiklerinden olan İran, yaşanan gelişmeleri kendi lehine çevirmek için harekete geçti. İran rejimi her ne kadar bu üçlü görüşmelerin dışında kalıyor gibi görünse de, Şam üzerinde çıkarları ve siyasi nüfuzu var. Geçtiğimiz birkaç yılda İran ve ona bağlı milisler, Suriye çölünün geniş kesimlerini kontrol altına aldı, nüfuzlarını Halep'in kuzeyine ve doğusuna genişletti ve batı Dera Zor Valiliği'ni bir beylik olarak etkili bir şekilde yönetti. Rusya'nın Ukrayna ile yaşadığı savaşta içine girmiş olduğu çıkmaz, İran rejiminin Suriye’deki konumunu güçlendirdi. Yapılan görüşmelere şüpheyle yaklaşan İran rejimi, özellikle Suriye içindeki etkisinin zayıflaması konusunda kaygı yaşamakta. Bu nedenle İran'ın Suriye'deki nüfuzundan taviz vermeyeceğini söylemek mümkün. 
 
Rejimin buna yaklaşımı nasıl olur, Rusya neden bu görüşmeleri destekliyor?
 
Kendi denetimindeki bölgelerde derin bir ekonomik kriz yaşayan Şam hükümeti, girdiği kaos ortamından kurtulmak ve yine Kuzey Suriye’deki hakimiyetini güçlendirmek için Türk devletinin teklifine sıcak bakabilir. Ancak Moskova görüşmelerinde olduğu gibi masada Türkiye’nin Suriye’den çıkma ve terör örgütlerinden desteğini çekme şartlarını dayatması bu çabaları sonuçsuz bırakacaktır. Aynı zamanda bu görüşmelerle Ruslar ve Şam hükümeti, Minbiç, Til Rifat gibi bölgeleri de içine alan bölgelerin kendilerine teslim edilmesi için Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi üzerinde baskı kuruyor. Bu amaçla da Türk devletinin Kobanê'ye saldırmasına yol vereceğini söylemek mümkün. Bu durumda Türk devletinin Kobanê'ye saldırı tehlikesi artıyor. Özellikle Ukrayna savaşında hedeflediği sonucu elde edemeyen Rusya, NATO’ya karşı Türk devletini kendi safına çekmek, aynı zamanda Türkiye'nin konumundan yararlanarak batıya mal sevkiyatını devam ettirmek istiyor.  
 
 
 Rusya-Türkiye-Suriye üçlüsünün denetiminde Halep-Lazqiye M4 uluslararası yolunun açılması için hazırlıklara başlandı. Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi çerçevesinde, Suriye krizinin başka bir aşamaya geçtiği görülüyor.
 
Bu nedenle Rusya, Suriye konusunda da salt çıkarlarına göre hareket etmektedir. Rusya bundan dolayı Türk devletinin Efrîn’i işgaline ve daha sonraki işgal saldırılarına yeşil ışık yaktı. Suriye’nin çeşitli yerlerindeki Türk devletiyle bağlantılı çetelerin, özellikle İdlib’de yeniden konumlandırılmasında rol oynadı. Bunları yaparken de Türk devletini adım adım Şam hükümetine yakınlaştırma politikası yürüttü. Bu politikalarını 11 yıldan sonra Türk devleti ve Şam hükümeti arasında ilk üst düzey görüşmeyle bugünkü bilinen aşamaya getirdi. Siyasi ve diplomatik görüşmelerin zeminini hazırlayan Rusya, eş zamanlı olarak sahadaki askeri varlığını da arttırdı. Edindiğimiz bilgilere göre Rus güçleri, Süheyl El Hasan'a bağlı 25'inci Tümen'e mensup askerlerini daha önce İran kontrolündeki Minbic Bölgesi'ne bağlı İdlib kırsalı, Meskena ve Khafsa bölgesine gönderdi. Rus güçlerinin bu bölgelere konuşlandırılması Rusya-İran anlaşması anlamına geliyor. Son olarak da bu hafta içinde yapılan görüşmeler çerçevesinde, Rusya-Türkiye-Suriye üçlüsünün denetiminde Halep-Lazqiye M4 uluslararası yolunun açılması için hazırlıklara başlandı. Rusya'nın Suriye'ye müdahalesi çerçevesinde, Suriye krizinin başka bir aşamaya geçtiği görülüyor.
 
ABD’nin görüşmeler karşısında tutumu nasıl olur?
 
Türkiye, Suriye ve Rusya arasında üçlü görüşmelere ilişkin ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, "Devletleri, Esed rejiminin son on yılda Suriye halkına uyguladığı zulmü ve rejimin, Suriye halkının hayat kurtarıcı insani yardıma ve güvenliğe erişimini engellemeye devam etmesini dikkatle değerlendirmeye çağırıyoruz" dedi. Yine bu görüşmelere olumlu bakmayan ABD’nin temel stratejik hedefleri olarak Suriye’nin bölgede İsrail’e bir tehdit olmaktan çıkarılması, Rusya’nın müttefiki Suriye krizine yönelik çözüm planının hayata geçirilmesinin mümkün olduğunca zorlaştırılması, İran’ın Ortadoğu’daki etkisinin sınırlandırılması hususlarıdır. Yine Suriye üzerinden Rusya’nın bölgede hâkim olabilme potansiyeline karşı varlığını sürekli hissettirerek, Suriye konusunda etkin olmaktadır. ABD ve Uluslararası Koalisyon da son zamanlarda hareketliliğini arttırdı. ABD heyeti bölgeyi ziyaret ederek Türk devleti ve Rusya’ya uyarı mesajı gönderdi. Buna rağmen Rusya’nın ara buluculuğuyla Moskova’da en son yapılan 3’lü zirveyle beraber saldırı tehditlerini yineleyen Türk devleti, sınır hattı boyunca havadan ve karadan saldırılarını kesintisiz devam ettirmektedir. 
 
ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde herhangi bir askeri operasyonu desteklemediğini yineledi. Ryder, herhangi bir kara saldırısının bölgeyi daha da istikrarsızlaştıracağını ve DAİŞ’i hezimete uğratma görevini etkileyeceğini yineledi. ABD, Türk devletinin Özerk Yönetim denetimindeki bölgelere yönelik saldırı tehditlerine karşı birçok kez bu minvalde açıklamalarda bulunsa da, NATO üyesi Türk devletinin “kara harekatlarıyla” alan kazanmasına da şu ana kadar stratejik düzlemde karşı çıkmayıp, bu durumda kendi çıkarlarını esas almıştır. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bu görüşmeleri nasıl ele alıyor. Sonuçları ne olur?
 
 
 Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kimseyi düşmanlaştırmadan ama kendisine düşmanlık ilan edip yok etmeye çalışanlara karşı direnerek Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde demokratik bir Suriye mücadelesi yürütüyor. 
 
Ankara ve Şam arasında yakınlaşma sağlama amaçlı Rusya çabaları hakkında, Demokratik Suriye Güçleri (QSD) Komutanı Mazlum Abdi, “Rusya, Suriye’deki sorunları Türkiye ve Suriye rejimi arasında müzakere yolu açarak çözmeye çalışıyor. Bu tür girişimlerin başarılı olabileceğini düşünmüyorum” dedi. Rejimin, başta Türk güçlerinin Suriye’nin kuzeyinden geri çekilmesi ve Ankara’nın muhalif gruplara desteğinin kesilmesi şartlarından vazgeçmeyeceğine dikkat çeken Abdi, “Rejim, Türkiye’nin Suriye Özerk Yönetimi’ne karşı mücadelede işbirliği yapma taleplerine de, bunu yapacak imkanlarının olmaması ve koşulların bu tür planlar için elverişli olmaması nedeniyle yanıt vermeyecek” dedi. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Sorumlusu Bedran Çiya Kurd, Suriye taraflarına krize son verilerek barış ve huzurun gelmesi için ciddi görüşmelerin başlatılması çağrısında bulundu. İşte bu gerçeklik içinde Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi kimseyi düşmanlaştırmadan ama kendisine düşmanlık ilan edip yok etmeye çalışanlara karşı direnerek, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde demokratik bir Suriye mücadelesi yürütüyor. Bu bağlamda Özerk Yönetim ilişki ve ittifaklarında demokratik değerlere saygılı, eşit yurttaşlık ilişkilerine dayalı bir sistem oluşturmak için kalıcı bir statü güvencesi bekliyor. Daha önce de Suriye’de kaos ve krizi çözümlemek için yapılan Astana görüşmeleri, Tahran zirvesi ve Adana mutabakatını yeniden hayata geçirme adımları sonuçsuz kalmış, mevcut kaos durumunu daha da çıkılmaz hale getirmişti. Ortadoğu’yu özelde de Suriye’yi kendileri için bir oyun sahası olarak gören hegemon güçler çıkarlarını esas alırken, bölge halkları açısından ele alınırsa halkın payına düşecek olan sıfırdır.
 
Ayrıca Rusya, İran ve Türk devletinin bu yakınlaşmayı tamamlamaya çalışmasına rağmen, önlerinde birçok engel var. Türk devleti hiçbir taviz vermeden ve sadece mültecilerin dönüşünden bahsederek Şam ile bu anlaşmayı sürdürmek istiyor. Bu konuyu seçimlerde kullanmak istiyor. Erdoğan’ın seçimlerden sonra bundan vazgeçme ihtimali de oldukça yüksek. Türk devletinin asıl amacını geçtiğimiz hafta Erdoğan’ın danışmanı Yasin Aktay, “Halep'te durum düzeltilirse, Türkiye Suriye rejimiyle anlaşırsa - ki bence Türkiye'nin talep etmesi gereken şey budur - Halep Türkiye'nin kontrolüne verilmeli" sözleriyle aktardı. Kısacası sadece Aktay’ın değerlendirmesine bile bakacak olursak, Türk devletinin gerçek niyetini okumak mümkün. Bu niyet de, Rusya’nın ısrarla belirttiği ya da Esad’ın talep ettiği Suriye’nin toprak bütünlüğü veya işgal bölgelerinden çekilme yok. Aksine sadece Kürtlerin soykırımdan geçirilmesi temelinde Misak-ı Milli’deki ısrar var.
 
MA / Müjdat Can
 

Diğer başlıklar

29/01/2023
10:37 HDK Genel Kurulu: Büyük insanlık yolunu arıyor
09:55 Altılı Masa beklentileri karşılayacak mı?
09:23 LC Waikiki işçileri direnerek kazandı
09:13 Abdullah Öcalan: Eskisi gibi yaşamayacağız
09:12 İşçi kıyımı yapan Canpolat yeniden kayyım yardımcısı oldu
09:11 Eczacılar Odası: Her 4 ilaçtan biri bulunmuyor
09:10 Rihalılar yeni yıl faturalarını aldı: Doğalgaz buldukça zam geliyor
09:09 Kara hasret Serhat’ta felaket kapıda!
09:09 Tarihi değirmen parayla değil, susamla dönüyor!
09:08 Karaburun doğası RES tehdidi altında
09:07 Foza Yusif: Türkiye bazı bölgelerde DAİŞ'i aktifleştirdi
09:06 Halka kömür yerine taş dağıtıldı
09:00 29 OCAK 2023 GÜNDEMİ
08:57 Gazeteci Rojin Altay gözaltına alındı
08:39 Erzîngan ve Kayseri’de kaza: 5 ölü, 26 yaralı
28/01/2023
23:00 Avrupa’da İran protestosu
22:22 Mervan Şahnali için taziye kuruldu
21:48 İran’ın Xoy kentinde deprem
21:09 Amed’te halk konseri
19:44 İsveç NATO üyelik sürecini durdurdu
18:42 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon: İmralı sistemi lağvedilmeli
18:09 HDK Kadın Konferansı: 21’nci yüzyıl kadın yüzyılı olacak
17:32 Sınırı geçmeye çalışırken öldürüldü
17:26 Afyon ve Şakran'da açlık grevi sürüyor
17:04 Hatimoğulları: Her halk anadilinde eğitim görebilmeli
16:46 'Bağımlılığın nedeni özel savaş politikalardır'
16:05 HDP’li İpekyüz: Tecrit yaşamın her alanına yayıldı
15:52 74 yaşındaki Ok tutuklandı
15:26 Avcı’nın taziyesine kitlesel ziyaret
15:20 F Oturumu: Nebioğlu kardeşler serbest bırakılsın
15:15 Colemêrg’te tepki: Karaman’ın tutuklanması kabul edilemez
15:05 Wilson hastası için acil tahliye talebi
15:00 Tecrit, kadın ve özel savaş politikaları paneli: Tecrit kurumsallaştı
14:38 Aram Yayınevi’nin 10 yeni kitabı raflarda yerini aldı
14:37 HADEP'li Tanış ve Deniz’in akıbeti soruldu
14:22 ‘Barış ve adaletin yolu Roboskî’den geçer’
14:11 Dêrîk’teki kazada yaralanan bir kişi daha hayatını kaybetti
14:09 ‘Özgür bir dünya için mücadelemiz sürecek’
14:03 Cumartesi Anneleri Şayık ve Tayboğa’nın akıbetini sordu
13:17 Uluslararası Delegasyon: İmralı model olarak kullanılıyor
12:56 Tiyatroculardan ‘Hazinemiz halkımız’ kampanyasına destek
12:47 İranlı aktivistlerden eylem çağrısı: Alanlara çıkalım
12:44 HDP’li Birol: Ajanlık dayatmalarına papuç bırakmayacağız
12:03 Tanış, Deniz ve Maltu'nun akıbeti soruldu
11:07 Kadın gazetecilere çıplak aramaya takipsizlik kararı
11:03 Şenyaşar ailesi: Talebimiz milyonların talebidir
10:55 Demir: Seçimler için en önemli özne kadınlar
Buldan: Ortak iradeyi demokrasi zaferi ile buluşturalım
10:21 Gazete Duvar Amed’te ofis açtı
09:58 Bir AKP klasiği: Romanlara her seçim öncesi aynı vaatler
09:41 QSD Komutanı Çekjin: DAİŞ ve Türk devleti arasında açık bir koordinasyon var
09:23 Birdal: Emek ve Özgürlük İttifakı aydınlık bir gelecek için fırsattır
09:17 ‘İktidarın erken seçimi gençlerden korktuğunun göstergesi’
09:16 Amed’te toplu ulaşım çileye dönüştü
09:15 Yazar Devecioğlu: Ülke Demokratik Anayasa ile nefes alabilir
09:14 Savcı polis fezlekesini iddianameye yapıştırdı
09:14 Şirnex’te öğrencilere seçmeli ders dayatması
09:13 Wanlı esnaf: Al beşe ver beşe, lanet gelsin bu işe!
09:11 Sömürü ve 'çocuk işçiliğinin' diğer adı: Mesleki ve teknik liseler
09:10 Abdullah Öcalan: Sistemi İngiltere kurguladı, Türkiye icra etti
09:04 Tutuklanan gazeteci Murat Verim'e tek suçlama, 3 dava
09:03 İşkence gören tutuklunun suç duyurusuna takipsizlik
09:01 ‘Ekolojik tarıma yönelerek bu krizden çıkabiliriz’
09:00 28 OCAK 2023 GÜNDEMİ
27/01/2023
23:46 Kudüs’te sinagoga saldırı: 8 ölü, 10 yaralı
22:18 HDP’li vekiller ve Aydeniz’e yönelik dokunulmazlık dosyası Meclis’te
21:12 HDP Gençlik Meclisi’nin konseri yasaklandı
20:50 Raife Kutlak’ın cenazesi ailesine verildi
20:45 Sarım Çayı Havzası’ndaki HES’e karşı ‘hashtag’ kampanyası
19:14 Kadın tutuklular ihlalleri yazdıkları mektup ile sıraladı
18:43 Çakıroğlu davasında karar açıklandı
18:40 Pişmanlık dayatılan tutukluların infazı yakılıyor
18:36 İstanbul’da üç çocuk katledilmiş halde bulundu
18:33 Failin avukatı katliamı meşrulaştırmaya çalıştı: Kan kaybından öldü
18:28 Özel harekat polisi 3 kişiyi öldürdü
18:22 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’un Amed ziyaretleri son buldu
17:28 Hasta tutuklulara ilaçları verilmiyor
15:53 Sarım Çayını savunmak için ‘Hashtag’ çalışması
15:52 Lokumcu davasında tanıklar dinlendi: Polis özellikle hedef aldı
15:31 Irak’tan bir heyet su sorunu nedeniyle Türkiye’ye gelecek
15:30 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’dan TBB ve ÇHD’ye ziyaret
15:20 HDP Colemêrg İl Örgütü: Halkımız bayrağı zafere taşıyacaktır
14:58 Sudani Macron ile görüştü
14:56 ÖHD kongresinde tecride dikkat çekildi
14:30 HDP heyeti Demirtaş’ı ziyaret etti
13:58 Tevgera Azadî Eş Genel Başkanı gözaltına alındı
13:54 Çocuğa tecavüz davasında ses kaydı için karar
13:50 Tahran'daki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne silahlı saldırı
13:43 İran’daki halk serhıldanı 132’nci gününde
13:28 İranlı oyuncu Tahran’daki film festivalini boykot etti
13:18 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon temaslarını sürdürüyor
13:11 Emine Şenyaşar hakkında 2 yeni dava
12:55 Delegasyondan Türkiye'ye çağrı: İmralı’da hukukun üstünlüğünü tesis et
12:14 Amed’te ekmeğe zam
12:04 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:37 AYM Genel Kurulu’ndan notlar: Savcı HDP’yi ırkçılıkla suçladı
11:04 Tecride karşı Adalet Nöbeti 27’nci gününde: Demokratik mücadele sürecek
10:55 HDP: Yıldönümünde Holokost’u anıyor ve hatırlıyoruz
10:46 ‘Amacımız üniversitelere sıkıştırılan öğrenci kimliğini topluma yaymak’
10:43 Geçmişten bugüne Gemlik Yürüyüşleri
10:23 HDP’nin aday havuzunda kimler var?
09:42 Efrînli Mihemed Türkiye’yi BM’ye şikayet edecek
09:09 Hasta tutuklu yakınları: Erdoğan’ın yaklaşımı ikiyüzlülük!
09:08 Demokratik Cumhuriyet Konferansı: Başka bir düzen mümkün
09:03 30 yıllık tutuklunun infazı yakıldı: Öldürme politikası uygulanıyor
09:03 HDK 12’nci Genel Kurulu: Örgütlenip, büyüyeceğiz
09:01 Köylülere baskı: Ağaçları kesmezseniz korucular kesecek
09:01 Polis şiddetinde kovuşturmaya geçilmiyor
09:00 DBP Eş Genel Başkanı Bayındır'a 15 yıla kadar hapis istemi
09:00 Abdullah Öcalan'ın anlatımıyla uluslararası komplo
09:00 27 OCAK 2023 GÜNDEMİ
26/01/2023
23:27 Tutuklu gazeteciler Meclis gündeminde: Her koşulda gerçeği yazacaklar
22:52 İzmir’de Kürtçe müzik şöleni
21:52 Altılı Masa’dan toplantı sonrası ortak açıklama
20:42 Oluç: AYM, Cumhur İttifakı'nın siyasi baskılarına boyun eğmiştir
20:04 Sivas Katliamı davasında katılma talepleri kabul edildi
19:41 ‘Hazinemiz halkımızdır’ kampanyasına yoğun ilgi: HDP halktır
19:09 TGS’den BİGACEM’e destek ziyareti
19:05 Denizli'de şap hastalığı: 26 mahalle karantinada
18:41 Uluslararası heyetten Kürt partilere: Mücadeleniz demokrasi ve insan hakları mücadelesidir
17:33 TTB Başkanı Fincancı: Lokumcu gaz kullanımı sonucu öldü
17:15 YSK'nin yeni başkanı Ahmet Yener oldu
17:13 Barzani ve Erdoğan Saray'da buluştu
16:46 Danıştay Cumhurbaşkanı’nın Bodrum kararını iptal etti
16:44 HDP Erdexan İl Örgütü 4’üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi
16:12 25 Ocak’ta 14 kez kimyasal silah kullanıldı
15:59 'Hazinemiz halkımızdır' kampanyasına ilk bağış: Öğrenciden bu kadar
15:59 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon’dan İHD ve HDP’ye ziyaret
15:54 Ege'de şiddetli yağış uyarısı
15:13 'Hayata Dönüş Operasyonu' davasında Tantan kararı
15:13 Barış Anneleri’nden tecride karşı eylem
15:05 Amedspor’a forvet takviyesi
15:03 Çiçek ve Yavic’in duruşması görüldü
14:53 Halk ayaklanması 131’inci gününde: İdamlara karşı eylem
14:35 12 baro başkanına ‘Rojava’ya saldırı’ fezlekesi
14:27 Heyetin Amed temasları: Enternasyonal dayanışmayı yükseltmeliyiz
14:17 Helikopterden atılan Şiban için hapis talebi
14:00 Kamu mühendisleri ek zam ve özlük haklarının iyileştirilmesini istedi
13:48 Pakistan Demir’in faili duruşmaya getirilmedi
13:48 Sarım Çayı’nda HES projesinin iptali için Danıştay’a başvuru
13:30 Besta’da yaşamını yitirenlerin cenazeleri teslim edildi
13:06 Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon siyasetçilerle görüştü
13:06 HDP ‘Hazinemiz halkımızdır’ kampanyası başlattı
13:05 HDP’li Uca’dan İstanbul Sözleşmesi için çağrı
12:52 Cumhurbaşkanı kararıyla Ege talan ediliyor
12:48 HDP’nin hazine yardımı 5 günde nasıl gasp edildi?
12:47 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
12:41 Kadın belediye eşbaşkanları Emine Şenyaşar’ı ziyaret etti
12:29 Askerlerin yargılandığı davada 12 yıl sonra yeniden keşif kararı
12:27 Merkez Bankası’ndan enflasyon tahmini
12:26 İlk iklim davasında karar çıktı: Balıkçılar haklı bulundu