MERSİN/ESKİŞEHİR - Zeytinlikleri maden şirketlerine açan kanun teklifini protesto eden Mersin Çevre Platformu ve Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, "Bir zeytin ağacının gölgesi, bin tane maden şirketinin kârından değerlidir” açıklamasında bulundu.
Mersin Çevre Platformu, zeytinlik alanlarda madencilik yapılmasına yönelik kanun teklifinin Meclis Komisyonu’ndan geçmesini protesto etmek için Özgür Çocuk Parkı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin de katılım sağladığı açıklamada, “Zeytinlikleri yok edecek torba yasası geri çekilsin” pankartı açıldı.
Basın metnini platform adına Veyis Yiğit okudu. Zeytinliklerin yalnızca tarım alanı değil, toplumsal hafıza ve direnç sembolü olduğunu belirten Yiğit, “Zeytin ağaçları, yalnızca bir tarım ürünü değil; kültürdür, yaşandır, dirençtir. Bu ülkenin güneşinde olgunlaşan, emekle büyütülen, gövdesine nice emekçinin alnının teri sinmiş olan zeytinlikler, bir kez daha sermayenin çıkarları uğruna talan edilmek isteniyor. 2017 yılında çıkarılmak istenen yönetmelik değişikliği halkın büyük tepkisiyle karşılaşmıştı. Aynı plan şimdi torba yasa içine saklanarak halkın gözünden kaçırılmak isteniyor. Ama biz buradayız. Gözümüz açık, hafızamız diri” şeklinde konuştu.
‘HİÇBİR ŞİRKET HALKTAN BÜYÜK DEĞİLDİR’
Şirketlerin değil, halkın iradesinin esas alınması gerektiğini dile getiren Yiğit, yasanın derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu. Yiğit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir zeytin ağacının gölgesi, bin tane maden şirketinin kârından değerlidir. Çünkü zeytin, barıştır; zeytin, emektir; zeytin, hayattır. Bu yasa teklifini derhal geri çekin. Zeytinliklerimize, yaşamımıza dokunmayın. Bizler direnişi büyüteceğiz. Tıpkı Kazdağları'nda, İkizdere'de, Akbelen'de olduğu gibi zeytinliklerimizi de koruyacağız. Bu topraklarda hiçbir şirket, halktan büyük değildir.”
ESKİŞEHİR
Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu da Köprübaşında eylemi yaptı. Oturma eyleminin ardından Kanatlı AVM önüne yürüyen kitle, “AKP elini toprağımdan çek”, “Sermaye defol bu topraklar bizim” ve “Doğa yaşam özgürlük” sloganları attı. Ardından platform adına Eskişehir Ekoloji Derneği Filiz Fatma Özkoç açıklama yaptı.
Komisyon görüşmesinde yaşananları hatırlatan Filiz Fatma Özkoç, “Bütün bu yaşananlarla komisyonda dur durak bilmeden maddeler, toplumdaki yoğun itiraza rağmen virgül bile değiştirilmeden adeta talimatla bir bir onaylandı. İlgili kanun teklifini sunanların mesleki faaliyetlerinden de anlaşılacağı üzere ilgili teklif, maden ve enerji şirketlerine faaliyetlerinde büyük kolaylıklar ve imtiyazlar sağlamayı, doğamızı ve yaşam alanlarımızı talan etmelerine engel ve prosedür olarak gördükleri ÇED süreçlerini ve doğayı koruyan diğer kanunları aşmayı amaçlıyor” diye belirtti.
‘ANAYASA VE ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER HİÇE SAYILIYOR’
Zeytinlik, orman, tarım alanları, korunan alanlar, değerli doğal ve kültürel miras alanlarının madencilik ve enerji yatırımları için tahribatlara açık hale getirileceğini vurgulayan Filiz Fatma Özkoç, “Tasarı ÇED muafiyetleriyle kamuoyundan, yargı denetiminden ve itirazlardan süreçleri kaçırmak, engel olmak amacıyla birçok düzenlemeyi barındırıyor. ÇED muafiyetiyle beraber süper yetili saray kurulu stratejik ve kritik maden bahanesiyle kapalı kapılar ardından talan projelerini onaylayacağı yasa, halkın en temel hakkı olan ekosistemin yaşamsal haklarıyla beraber Anayasa ve uluslararası sözleşmeler hiçe sayılıyor. Derin yoksullukla boğuşan halk geçinemiyorken teşviklerle, vergi aflarıyla donatılan şirketlere ayrıca ruhsat bedellerinde indirim öngören yasa tasarısı sermayeyle nasıl kol kola hazırlandığının en açık göstergesi” diye kaydetti.