HABER MERKEZİ - Uluslararası hukuk örgütleri TLSP, ELDH, MAF-DAD ve LLG, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne Kural 9/2 kapsamında umut hakkının etkin kullanımı için hukuksal görüş sundu.
Türkiye İnsan Hakları Dava Destek Projesi (Turkey Human Rights Litigation Support Project - TLSP), Avrupa Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları Avukatları Derneği (European Association of Lawyers for Democracy and the World Human Rights - ELDH), Demokrasi ve Uluslararası Hukuk Derneği e.V. (Association for Democracy and International Law e.V. - MAF-DAD) ve Londra Hukuk Grubu (London Legal Group - LLG) adlı uluslararası hukuk örgütleri, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne Gurban Dava Grubu için hukuksal görüş sundu.
BİLDİRİM KURAL 9/2 KAPSAMINDA
Hukuk örgütleri, bildirimlerini, Bakanlar Komitesi'nin Kararların İnfazının Denetimi ve Dostane Çözüm Şartları Kuralları'nın 9.2. Kuralı uyarınca Bakanlar Komitesi'ne sunduklarını belirtti. Hukuk örgütleri tarafından Bakanlar Komitesi’ne sunulan görüşün, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Gurban grubundaki (Hayati Kaytan, Civan Boltan, Emin Gurban ve Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'a ilişkin) AİHM kararlarının uygulanmasıyla ilgili olduğu belirtildi.
Hukuk örgütleri, sundukları bildirimde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının herhangi bir tahliye veya ceza incelemesi imkânı olmaksızın verilmesi nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar verildiğini yazdı.
TÜRKİYE, AVRUPA’DAKİ POZİTİF ÖRNEKLERE BAKMALI
Uluslararası hukuk örgütleri TLSP, ELDH, MAF-DAD ve LLG, Bakanlar Komitesi’ne sundukları görüş metninde Avrupa’daki olumlu örnekleri sıralayarak, Türkiye'nin mevzuatında değişiklik yapması gerektiğini belirttiler. Hukuk örgütleri, AİHM’in Vinter ve Diğerleri - Birleşik Krallık, Murray - Hollanda, Petukhov - Ukrayna (No. 2), László Magyar - Macaristan ve Bodein - Fransa davaları da dâhil olmak üzere yerleşik içtihatları doğrultusunda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin müebbet hapis cezalarının yalnızca hukuki ve fiili olarak azaltılabilir olmaları durumunda 3. madde ile uyumlu olduğunu açıkça belirttiğini yazdı.
Türkiye, Haziran 2025’te Bakanlar Komitesi’ne sunduğu Eylem Planı’nda “umut hakkı”na dair bir değişikliğe gitmeyeceğini belirtmişti. Buna karşılık, Avrupa Konseyi üyesi devletlerdeki pozitif örnekleri sıralayan hukuk örgütleri, Türkiye mevzuatında umut hakkının olması için “gerçekçi bir tahliye olasılığı”, “en geç 25 yıl içinde inceleme”, “usul güvenceleri”, “objektif durum değerlendirmesi” olması gerektiğini belirtti.